Beşiktaş'ta bir lübnan lokantasındayım. Lokantada üç tane priz var. Üçünde de telefon şarj etmek için fişler takılı. Soruyorum, "lazımsa kullanabilirsin" diyor. Bu fişleri kendileri takmışlar ve müşterileri tarafından bolca da kullanılıyormuş.
Müşterilere şarj imkânı tanımanın başka havalı yolları da var. Ama bu çözüm, içgüdüsel olarak da bana iyi geldi. Atalarımız nasıl ki, su veya yeşillik görünce içlerine bir rahatlık geliyordu. Suyu gördükleri zaman stresleri azalıyordu. Bence, biz de böyle hemencecik kolayca kullanabileceğimiz şarj kabloları görünce içimize bir rahatlık geliyor.
Velhasıl, 30TL'lik fikirle bu lokanta hem müşterilerini memnun etmek, hem de onlara hizmet sağlamak ve bir çoğunun da şarj sorununu çözmek için bir adım atmış. Müşteri memnuniyetinin böyle detaylarda olduğunu biliyoruz.
Güzel bir detay ama burada dünyayı değiştiren fikir nerede?
Yapay zekâ ne demek? Yapay zekâ, bir anlamda enerji demek. Zekânın artık elektrik ile üretildiği yeni gelecek demek. Öte yandan, enerjinin dönüşümü, her şeyin ve otomobillerimizin elektiriğe geçiş yapması, elektriğin hayatımızdaki payını artırıyor. Yeni dünyada, her yerde olabilmek ve her şeye bağlanabilmek sürekli bir elektrik akışı gerektiriyor. Bir anda yaşamak için hem havaya, hem de şebekeye bağlı olmamız gereken bir dünyadayız.
Böylece, elektrik, yaşamımızın merkezine yerleştikçe, biz, ister banka, ister market, ister servis işinde olalım, bir anlamda, ne iş yaparsak yapalım, iş modelimiz,i elektrik/enerjiyi merkeze alacak şekilde de hayal etmeliyiz.
Anlaşılması kolay olsun diye aşağıdaki haberi getirdim. Haber diyor ki, Norveç, kablosuz şarj imkânı sağlayan yollar inşa etmeye başlamış. Hayal edelim ki, sizin verdiğiniz hizmet, yol hizmeti olsun. Hizmet vaadiniz belli, insanları bir yerden bir yere ulaştıran yolları insanlara sunmak. Bu haberle, yollar, elektriği merkeze alarak yeniden hayal ediliyor. Yani, yoldayken, aracınız şebekeye bağlı kalmaya devam ediyor. İnsanlar, yine bir yerden bir yere gidiyor, ancak giderken, yolda araçları aynı zamanda kendi kendilerine şarj oluyor.
Burada, bir uçta, Lokantanın 30 TL’lik şarj kabloları ile müşterilerine şarj imkanı sunması var. Diğer uçta da, yollarda aracınızla giderken (başka bir hizmet alırken) aracınızı da kendiliğinden şarj edebilme imkanı var. Bu spektrumun ortalarında ve ötesinde daha binlerce farklı çözüm görmek mümkün.
Dünyayı değiştiren fikir, işte bu ne iş yaparsak yapalım, bu spektrumda yer almak ve bir enerji şirketi gibi de düşünmek.
Kendinizi mesela bir (diyelim ki işiniz) banka olarak hayal etmenin dışında, banka şubeleri aracılığıyla enerji hizmeti sunan bir iş olarak hayal edebilir misiniz?
Şebekeye bağlı mısınız? Müşterilerinizin şebekeye bağlanabilirliklerinde var mıyız?
Sam Altman, işlemci gücünü geleceğin parası olarak görmektedir. Enerji veya işlem gücünün işimizin geleceğindeki anlamı nedir?
Enerjiyi, işimiz için bir girdi olarak görmenin ötesinde, enerji ile yenilikler yapabilir miyiz?
Müşteriyi merkeze alan işleri, maliyeti merkeze alan işleri, teknolojiyi veya mobili merkeze alan işleri tasarlamayı hayal ettik, peki ya enerjiyi merkeze alan işler tasarlamayı da hayal edebilir miyiz?
İşinizi enerji işi olarak görebilme ihtimalinin sizlere yenilikler ve yenilenmeler getirmesini diliyorum.