2019 İçin 6 Önemli Logo Tasarım Trendi

  • Creative Bloq, 2019 yılında öne çıkacağını düşündüğü 6 büyük logo tasarım trendini paylaştı.
  • Kreatif Direktör Yardımcısı Alastair Holmes, mevcut marka ya da logoyu alıp basitleştirme ya da daha kusursuz olması için logoyu tamamen yeniden tasarlama şeklinde bir sadeleşme eğiliminin olduğunu belirtirken American Express ve Uber'in yeniden markalaştırılmasının bunun en iyi örnekleri olduğunu belirtiyor.
  • Ajans çalışanı Beth Anderton-Allen, mobil platformların yükselişi nedeniyle, uyumlu (responsive) logo tasarımının giderek önemli hale geldiğini ifade ediyor.
  • Kıdemli kreatif direktör Charley Lewis'in belirttiğine göre, geçtiğimiz yıl büyük markalar, ABD'li moda tasarımcısı Virgil Abloh ve Nike'ın arasındaki gibi yaratıcı iş birliklerine odaklandılar. Bununla ilgili en dikkat çekici örnekler ise H&M ve Moschino, Moschino ve MTV arasında yapılan iş birlikleriydi.
  • İlgili Yazı: Kasten Kusurlu Olarak Tasarlanan 3 Bilindik Marka Logosu


Yeni yıla az bir zaman kala, her alanda gelecek yılın trendlerinin neler olacağına dair listeler yayımlanmaya başladı. Tasarım alanındaki bu trend listelerinden bir tanesi de Creative Bloq isimli internet sitesi tarafından hazırlandı. Creative Bloq, 2019 ve sonrasında devam etmesini beklediği 6 logo tasarım trendini paylaştı.

Sadeleştirme

FINE isimli ajansın tasarım direktörü Joe Flory, sadeleştirme konusunda, "daha basit ve tavizsiz bir görsel estetiğin yararına, dışsal süslemeden kaçınmak için kapsayıcı bir trend" diyor. Tasarım ve strateji danışmanlığı hizmeti veren This Place ajansında kreatif direktör yardımcısı olarak görev yapan Alastair Holmes ise sadeleştirme trendi ile ilgili olarak şunları ifade ediyor.

https://pazarlamasyon.com/pazarlama/2018-logo-trendlerini-yakalayin/

"Logo tasarımı ve markalaşma söz konusu olduğunda, ya mevcut marka ya da logoyu alıp basitleştirerek ya da daha kusursuz olması için logoyu tamamen yeniden tasarlayarak sadeleştirmeye yönelik bir eğilim var gibi görünüyor. Bunun iyi örnekleri, Pentagram'ın American Express yeniden markalaştırması ve tazelemek ve sadeleştirmek amacıyla yapılan, tamamen bir yeniden tasarım olan Uber yeniden markalaştırmasıdır."

Bununla birlikte Alastair Holmes, sadeleştirme trendi tümüyle yaygın olsa da, bunun nedenlerinin farklı olabileceğini belirtiyor ve bu konuda şunları dile getiriyor:

"Logoları ve markaları yenilenmiş bazı şirketler, temsil ettikleri şeyden memnunlar. Yine de Uber söz konusu olduğunda, yeniden tasarım, son tartışmalardan uzaklaşmaya ve kendilerini yeni bir ışıkta sunmaya çalışmalarının bir parçasıydı. Bununla beraber her iki durumda da daha güncel ve çağdaş hissettirmek için yerleşik bir markayı geliştirmenin sürekli bir yoludur."

Sadeleştirme konusunda öne çıkan diğer örnekler ise şu şekilde: Best Buy, Mills & Boon, US Open, Santander, City Gateway, Ogilvy, Fat Face ve MailChimp... Bu liste daha uzayıp gidiyor. Holmes, 2019 ve sonrasında da sadeleştirmeye devam edileceğine inanıyor ve şunları ifade ediyor:

"Bu trendin muhtemelen yayılmak için adil bir yolu var. Çünkü en azından kısmen dijital arayüzlerin tasarımında neler olduğunun bir yansımasıdır ve dijital sadece tüm büyük şirketler için daha önemli hale gelecektir."

https://pazarlamasyon.com/listeler/logolardaki-renklerin-psikolojik-yansimalari/

Uyumlu (Responsive) Logolar

Amplify ajasında çalışan Beth Anderton-Allen, dijitalin ihtiyaçlarının, logolarımızı nasıl tasarladığımız üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğunu kabul etmesinin yanı sıra, bunun, sadece sadeleştirmenin ötesine geçtiğine dikkat çekiyor ve "Mobil platformlardaki artış nedeniyle, uyumlu (responsive) logo tasarımı giderek önemli hale geliyor." diyor.

Uyumlu bir logonun pratikte neye benzediğini görmek istiyorsanız, sadece responsivelogos.co.uk adresine gidin, tarayıcı pencerenizi yeniden boyutlandırın ve ne olduğunu görün. Stink Studios'ta kıdemli kreatif direktör olarak görev yapan Yego Moravia, uyumlu bir logonun, modern web için tamamen ölçeklenebilir olduğunu, ancak bu ölçeklenebilirliğinin yalnızca boyut ile alakalı olmadığını vurguluyor ve şunları ifade ediyor:

"Ayrıca logoların, verileri kullanarak daha öncekinden farklı olarak davranmaya başladıkları ve bir kullanıcının giriş yapıp yapmadığına bağlı olarak değiştiği dinamik kimlikte bir eğilim görüyoruz. Örneğin bir kullanıcı Google posta gelen kutusuna giriş yaptığında, sağ üst köşede kişisel hesaptan iş hesabına farklılık gösteren bir simge vardır. Erişilebilirlik, araçlar ve fotoğraf arasında; bu, eklenen verilere bağlı olarak görüntülerini uyarlayan logoların sadece bir örneğidir."

Orjinallik

2018 yılında her markanın kendi logosunu sadeleştirmeye çalışmadığını ve zaten bunu yapmamaları gerektiğini de dile getiren Holmes, şunları ifade ediyor:

"Bu sadeleştirme fikri, güçlü bir dijital mevcudiyeti olan her marka için özellikle ilişkilidir. Fakat bu kadar ilgili olmayabileceği yerlerde, belki de daha doğal bir estetik iletmek isteyen markalar içindir. Örneğin organik gıda perakendecisi Abel & Cole gibi şarap markalarını ve topraksı gıda markalarını düşünün, ama aynı zamanda bunun neyle ilgili olduğunu yansıtmak için markalaşmasında daha kırsal bir his var."

https://pazarlamasyon.com/pazarlama/tasarim-pazarlamayi-oldurecek-mi/

Peki kimlik tasarımı bağlamında “orjinallik” tam olarak ne anlama geliyor? Kreatif markalaşma ajansı Loyalkaspar'da kreatif direktör olarak görev yapan Chris Harmon, bu konuyla ilgili olaran şunları söylüyor:

"Bu, kendin olmak ve kim olduğun konusunda dürüst olmak anlamına geliyor. Markalar kendilerine soruyor: Yüzlerce başka markayla aynı yazı tipini kullanıyorsak, nasıl kendimiz olabiliriz? Özellikle de diğer marka gerçek bir pislikse... Buna karşılık markalar kendileri gibi dürüstçe hissettiren özel yazı tipleri yapıyorlar ve kimse onları kopyalayamaz. Markalar, "Herkesin kullandığı aynı pembeyi kullanarak Y kuşağına nasıl görünebilirim?" diye soruyorlar. Bu yüzden rengin, bir marka olarak kim olduklarını hissettiklerinden bahsetmesini ve rengi, hedef kitlelerinin beğenisi için veri noktaları olarak görmemelerini garanti altına almak amacıyla adımlar atarak renge yeni yaklaşımlar buluyorlar."

Uzun lafın kısası, logo tasarımınızla orjinal olmanın tek bir şablonu yok. Ama bu, işin sadece bir noktası. Harmon'un açıkladığı gibi, her şey soru sormakla alakalıdır. Markamız kısa, öz ve enerjikse, cesur ve yoğunlaştırılmış bir yazı tipi mi kullanmalıyız? Eğer rahatlamaktan bahsediyorsak, karakter aralığımızı açıp mesajımızın nefes almasını sağlamalı mıyız? Verilen her tasarım kararını etkileyen bir öz yansıma seviyesi, eğer markalar bu soruları sormuyorlarsa, yakında arayı kapatmak için mücadele veriyor olacaklar.

Sürdürülebilir Logo Tasarımı

Bir markanın sadeleştirme dürtüsü ile gerçek bir çatışmaya neden olmasına gerek var mı? Wolff Olins isimli ajansta kreatif direktör olarak görev yapan Chris Maclean'ın bakış açısına göre gerek yok. Maclean bunu şu şekilde açıklıyor:

"Gördüğümüz logoların sadeleştirmesi ve grafiksel olarak indirgemesi için büyük bir neden, tasarım trendleri değiştikçe kimlik sistemleri evrim geçirebildiği halde, logoların çok daha uzun bir zaman çizelgesine sahip olmalarıdır. Çevreleyen kimlik, değişen ifade gereksinimlerine göre esnek olabilirken daha klasik bir logo tasarımı, günün stilistik trendlerine bağlı bir tanesinden daha iyi popülerliğini koruyacaktır. Bu sebeple bizce daha hızlı bir şekilde esnetebilecek dışavurumcu marka sistemleri lehine logolarını sadeleştiren daha fazla marka görmeyi bekleyebiliriz."

https://pazarlamasyon.com/tasarim/altin-oran-prensibi-ile-tasarlanmis-minimalist-logolar/

Başka bir deyişle her birkaç yılda bir tamamen farklı bir trend logosu ortaya çıkarmak yerine, Maclean, marka inovasyonunun çeşitli temas noktalarından geldiği klasik tasarım değerlerine bir dönüş gördüğümüze inanıyor.

Bununla ilgili bir diğer yeni örnek, Taxi Studio'nun Carslberg yeniden markalaştırmasında görülebilir. Bu yeniden markalaştırma çalışmasının lansmanında, kreatif iş ortağı Spencer Buck, çalışmayla ilgili olarak Creative Bloq'a şu şekilde bir açıklamada bulundu:

"Yeni tasarım sistemi çok anti-trend. Tasarım sisteminin herhangi bir yinelemesinin daha önce olduğundan daha kalıcı ya da kalıcı olması için tasarlanmıştır. Bunu bir hayli uzun bir süre için değiştirmeye gerek yok. Bu, özetin merkezine inşa edilen sürdürülebilir düşüncenin bir parçasıdır."

Brown&Co isimli ajansın kurucu ortağı ve strateji başkanı Troy Wade ise bu konuyla ilgili olarak şunları ifade ediyor:

"Trendler kısa vadelidir. Ve bu reklamcılıkta iseniz harikadır, ancak devam edecek bir şey meydana getirmeye çalışmıyorsanız, orta ya da uzun vadede hala uygun görünmektedir. Coca-Cola’nın herhangi bir trendden üstün olan kimliğine karşı, değişmeye ve moda olmaya çalışan Pepsi’yi düşünün."

Moda Logoları ile Eğlenmek

Markaların ana logo tasarımları söz konusu olduğunda, markalar uzun vadede daha fazla odaklanmış hale geliyorlarsa; bu, ikincil veya tek seferlik logolarda eğlence ve yenilik için yer olmadığı anlamına gelmez. Ve bu yıl moda dünyası, bir zamanlar kutsal olan logolarıyla eğlenme konusunda yol gösteriyor.

https://pazarlamasyon.com/tasarim/rakip-markalarin-logolari-birlesirse/

Optimist Inc Los Angeles ajansında kıdemli kreatif direktör olarak görev yapan Charley Lewis, "Geçtiğimiz yıl boyunca, büyük markalar, ABD'li moda tasarımcısı Virgil Abloh ve Nike'ın arasındaki gibi yaratıcı iş birlikleri ile aşırı derecede ve açıktan açığa uğraşmaya başladılar." diyor. İlginç bir şekilde ikincisi, bir zamanlar uğraşmak için çok önemli kabul edilebilecek olan klasik Nike logosunun yeni ve eğlenceli bir halini içeriyor.

Bununla ilgili 2018 yılındaki bir diğer örnek ise H&M ve Moschino arasındaki iş birliğiydi. Bu iş birliği sonucunda "H&MOSCHINO" logosu ortaya çıktı ve bu logoya tişörtler, iç giyim ürünleri ve aksesuarların üzerinde yer verildi. Aynı zamanda Moschino ve MTV arasında da bir "M[tv]OSCHINO" logosu meydana getirmek için benzer bir iş birliği yapıldı.

Lewis'in belirttiğine göre, İsveçli bir moda markası ve yüksek kaliteli bir İtalyan couture evi için kendi kimliklerinin etkilerini bu şekilde azaltmaları, bundan on yıl önce düşünülemezdi, fakat karışım (mashup) kültürünün çekimi güçlüdür. Lewis bu konuyla ilgili olarak şunları dile getiriyor:

"Bu iş birlikleri, markaların sürekli olarak kendilerini farklılaştırmaya çalışan bir nesil ile bağlantı kurma yöntemlerinin merkezindedir. Z jenerasyonu için kişisel stil seçimleri, bir zamanlar olduğu gibi belirli bir alt kültür tarafından zorunlu olarak dikte edilmiş değildir, daha ziyade tüm modern kültürün birleşmesiyle dikte edilmiştir. Gerçekten önemli olan, stil konusunda benzersiz bir bakış açısına sahip bir birey olarak ön plana çıkmaktır."

https://pazarlamasyon.com/tasarim/unlu-markalarin-logolarini-hafizanizdan-cizebilir-misiniz/

Gradyentler

Temel logo tasarımları 2018 yılında modernize ediliyor ve sadeleştiriliyorsa, tasarımcıların bir miktar ilgi alanı eklemeye çalıştıkları bir yol renkten geçiyordu. Marka kimliği tasarımcısı Helen Baker, bununla ilgili olarak "Bu yıl logo tasarımı kapsamında gradyentlerin kullanımı yönünde büyüyen bir trend gördü." diyor.

Ancak gradyentlerin kullanımı -özellikle Apple ve Sky'ın markalaştırmasında- oldukça serbest olabilirken aynı zamanda daha zarif bir şekilde de kullanılabiliyor. Baker bu konuyla ilgili son olarak şunları ifade ediyor:

"Bu yılın başlarında Pentagram tarafından yapılan John Lewis ve Waitrose Partnership yeniden markalaştırması, farklı yeşil bantları olan yeni bir Waitrose logosunu, bir çeşit deşifre edilmiş gradyenti gösteriyor. Renklerin bantları arasındaki boşluk, aynı zamanda markaların tasvir etmek istedikleri önemli bir özellik olan şeffaflık hissini de meydana getiriyor."

Son olarak bu yıl içerisinde, logo yeniden tasarımlarında gradyentleri kullanacak diğer önemli markalar arasında Disney Plus, Firefox ve Trivago'nun yer aldığını belirtelim.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir