• Pazarlamasyon TV
  • Etkinlikler
  • Trend Raporları
  • Akademi
  • Kariyer
  • Prime
Created with Sketch.
  • Marketing Meetup
  • MarTech Awards
  • The Hammers Awards
  • Tech Brands 2020
Prime'a Giriş Yap Prime'a Kayıt Ol
  • Pazarlamasyon TV
  • Prime’ı Keşfet
  • Akademi
  • Kariyer
  • Trend Raporları
  • İlan Ver
facebook twitter linkedin whatsapp mail

2016 Küresel Toplam Perakende Araştırması Yayınlandı

Cemil Hayri Durgun / 21 Aralık 2016
facebook twitter

PwC tarafından hazırlanan, Küresel Toplam Perakende Araştırması’na göre, perakende sektörü değişim konusunda yeni bir dönüm noktasında. Tüketici kendisini daha özel hissetmek isterken teknoloji ve sosyal medyayı kullanmaya çok daha açık.

Danışmanlık, denetim ve vergi hizmetleri şirketi PwC’nin, tüm dünyada perakende sektörünün geleceğine ışık tutan Küresel Toplam Perakende Araştırması, bu yıl 25 bölgeden yaklaşık 23 bin katılımcı ile gerçekleştirildi. Araştırma kapsamında Türkiye’den de bin kişi ile görüşme yapıldı. Araştırmaya katılanların yanıtları, bir sonraki perakende devrimine yön verecek davranış değişikliklerini ortaya koyuyor.

Bu yıl altıncısı gerçekleştirilen Toplam Perakende Araştırması; bugüne kadar sözü edilen değişim için perakende sektörünün önemli bir dönüm noktasında olduğunu ortaya koyuyor. Daha fazla kişiye özel sadakat programları talep eden tüketici, mobil cihazlardan alışveriş yapmaya ve sosyal medya kullanımına daha açık. Hizmet odaklı mağazaları; bilgi sahibi, ilgili ve kalifiye çalışanları talep ediyor. Kısaca alışveriş kavramının sınırlarını zorluyor.

PwC Türkiye Perakende ve Tüketici Ürünleri Sektörü Lideri Adnan Akan araştırmadan çıkan bulguları şu sözlerle değerlendirdi: “Perakendecilik, dünyanın en eski iş alanlarından biri olmasına rağmen, belli butik formlar dışında, gelenekselliği kesinlikle kabul etmeyen bir sektör. Sürekli gençleşiyor. Müşteri ne kadar gençse perakende sektörü o kadar genç. Müşteriyi doğru analiz ederek, bu dinamizmi hayata geçirebilen perakendeciler de o kadar başarılı oluyor… Toplam Perakende 2016, yenilikçilik konusunda, müşterilerin, sektörün bir adım önünde olduğunu kanıtlıyor. Perakendeciler, müşterilerin mesajlarını doğru okuyarak hızlı bir dönüşüm sürecine girerlerse, bugün sektörün en önemli sorunlarından biri olan karlılık konusunda avantaj sağlayacaklar.”

Çinli tüketicilerin bugünkü eğilimleri sektörün yarınını gösteriyor

Perakende sektörü verileri uzun yıllar içinde analiz edildiğinde Çinli tüketicilerin alışveriş davranışları küresel alışveriş davranışları için öncü bir gösterge olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’deki tüketicilerin çok da uzak olmayan bir gelecekte, şu anda Çinli tüketicilerin yaptıklarını yapmaları şaşırtıcı olmayacak. Çinli tüketicilerin %65’i ayda en az bir kez mobil cihazlar üzerinden online alışveriş yaptığını, sadece %12’si ise hiç online alışveriş yapmadığını söylüyor. Öte yandan ankete Türkiye’den katılan tüketicilerin %41’i ayda en az bir kez mobil cihazlar üzerinden online alışveriş yaptığını, %27’si ise mobil cihazlar üzerinden hiç online alışveriş yapmadığını söylüyor. Her gün online alışveriş yapan Türk tüketicilerin oranı (%16) Çin’in 2013’teki oranını (%14) geçmiş durumda ve bu oran gün geçtikçe artıyor. Mobil cihaz kullanımına gelindiğinde Türkiye’deki tüketiciler Çin’i iki yıl geriden takip ediyorlar.

Adnan Akan şu değerlendirmede bulundu: “Tüketici alışkanlıkları özellikle genç nüfusun olduğu bölgelerde çok hızlı değişiyor. Düne kadar internet, fiyat ve ürün bilgisi araştırması için kullanılırken, artık tüketici, araştırmasını alışverişle tamamlıyor. Sosyal medyanın da etkisiyle internete taşınan sosyal yaşamına, alışverişi de katmış olması doğal bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor. Rahat, ekonomik, çok seçenekli ve müşteri yorumlarının havada uçuştuğu bu dünya, giderek cazibesini artırıyor. Bizce bu, özellikle ülkemiz perakendecileri için önemli bir fırsat. Online alışveriş kanallarının gelişim potansiyeli hala yüksek. Genç nüfuslu ve yeniliklere hızlı uyum sağlayan Türkiye tüketicisine sunulacak çok hizmet var.”

Fiziksel mağazalar hala önemli

Online alışveriş oranları hızla yükseliyor evet ama bu durum fiziksel mağazaları ortadan kaldırmıyor. Tüketici elektroniği ve bilgisayar, ev aletleri, giyim ve ayakkabı gibi tüketicilerin online araştırma yapmayı tercih ettiği ürün kategorilerinde bile çoğu tüketici ürünü almak için mağazaya gitmeyi tercih ediyor. Tüketici elektroniği ve bilgisayar kategorisini ele alalım. Katılımcılarımızın sadece %23’ü araştırmalarını fiziksel bir mağazada yapmayı, %42’si ise satın alma işlemini fiziksel bir mağazada gerçekleştirmeyi tercih ediyor. Bu bulgular müşterinin mağaza deneyiminin öneminin altını çiziyor.

Adnan Akan, bu durumu şöyle değerlendiriyor: “Fiziksel mağazaların hayal edilen karlılığa ulaşmaları için, daha hizmet odaklı, daha yenilikçi olmaları ve yine müşterinin bir adım önünde hareket etmeleri şart. Müşteriler fiyat konusunda hassas olmalarına rağmen, seçtikleri mağazada kişiye özel bir hizmet bekliyorlar. Mağaza çalışanlarının bilgili, donanımlı ve müşteri odaklı olmaları konusunda, tüm dünya aynı fikirde. Yetenekli ve kalifiye mağaza çalışanlarının yaratabilecekleri değişim, rakamlarla ortada. Öte yandan araştırmanın içinde de göreceğiniz gibi, perakende sektörünün en önemli sorunlarından biri olan çalışan devir hızı, perakendecileri çalışanına eğitim yatırımı yapmak konusunda ikilemde bırakıyor. İyi hizmeti eğitimli çalışan sağlıyor ama eğitimli çalışan sayısı istenen düzeyde değil. Perakendeciler bu konuda kendi içlerindeki yıldız çalışanları eğitimci olarak yetiştirerek adımlar atıyorlar. Hatta eğitimlerine müşterilerini davet ederek, interaktif öğrenme ortamları yaratan perakendeciler var. Eğitim yatırımlarının bu denli düşük olduğu bir ortamda, eğitim alanında atılacak her adım rekabetçi avantaj anlamına geliyor.”

Araştırmada öne çıkan sonuçlar

Toplam Perakende Araştırması’nın sonuçları sekiz maddede şöyle özetleniyor:

1. Çinli tüketicilerin bugünkü eğilimleri, bize yarını gösteriyor: Perakende sektörünün tarihsel verileri gösteriyor ki günümüzün tüketicileri Çinli tüketicilerin yıllar önceki davranışlarını sergiliyor.

2. Alışveriş deneyiminde değer önemli, eğer doğru fiyat olursa: Küresel ekonomideki yavaşlama harcanan paraya karşı alınan değerin, ki bu değer alışveriş sürecini de kapsıyor, daha fazla sorgulanmasını beraberinde getirdi. Değerine göre fiyatın da uygun olması tüm gelir düzeyi gruplarında, her ülkede ve her yaş grubunda önemli.

3. Mağaza trafiği, eğer o trafik herhangi bir kanalda satışa dönüşebilirse anlamlı: Müşteriler için mağaza deneyimleri karar vermelerinde hala çok önemli ama vurgulamak gereken konulardan biri mağazaların rollerinin değiştiği ve buna göre yeniden yapılanmaları gerektiği. Çok kanallı perakendeciler için çıkan mesaj; daha odaklanmış, daha özenli ve daha cazip bir fiziksel mağaza deneyimi yaratmaları yönünde; bu deneyim de daha sonra herhangi bir kanaldan satışa dönüşebilir. Mağazanın mutlaka bir hikayesi, konsepti olmalı.

4. Perakendecilikte değişimi yeteneğin yaratacağı “nihayet” anlaşıldı: Giderek daha karmaşıklaşan müşteriler bile fiziksel mağaza deneyimini keyifli hale getirebilen çalışanlar istiyor: Ürünle ilgili bilgi sahibi, teknolojiye dair bilgi birikimi olan ve insan ilişkileri kuvvetli çalışanlar.

5. Her mobil cihaz artık bir mağaza: Mobil cihazlardan ticaret artık en çok tercih edilen online alışveriş aracı olma yolunda kararlı bir şekilde ilerliyor.

6. Yeni nesil tüketici “topluluk” kavramını önemsiyor: Perakendecilerin, müşteri “toplulukları” vasıtasıyla tüketiciyle daha derin bir ilişki kurdukları açık; zira tüketiciler bu topluluklara üye olmanın kendilerine sağlayacağı faydaların farkındalar. Perakendeciler her geçen gün bu toplulukları oluşturmak için mağaza dahil tüm kanallardaki formatlarını güncelliyorlar (örneğin mağazalarda kafe bulunması ya da internet üzerinde blog ve forumların oluşturulması gibi).

7. Sosyal medyanın büyük etkisi tartışılmaz: Müşteriler ürünle ilgili karar vermek ve marka güvenilirliğini tartmak için ailelerinin ve arkadaş çevrelerinin fikirlerinin, reklam amaçlı mesajların ve medyanın yanı sıra sosyal medyaya da güveniyorlar. Diğer yandan yaşa ve bulunulan coğrafyaya göre sosyal medyanın etkisi önemli ölçüde farklılaşıyor.

8. Perakendeciler, inovasyona/ yaratıcılığa öncülük edebilirsiniz: Tüketiciler en sevdikleri perakendecilerde yenilikçi pek çok şey görse de, çok az perakendeci bu konuda ayrışabiliyor, tüketicilerin akıllarında “yaratıcılıkta bir numara” sıfatıyla yer edinebiliyor.

Raporla ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Türkiye Varlık Fonu, Turkcell’in Yüzde 26,2 Hissedarı Oluyor
Türkiye Varlık Fonu, Turkcell’in Yüzde 26,2  Hissedarı Oluyor

Türkiye Varlık Fonu, toplam yüzde 26,2 içerisindeki yüzde 15’lik imtiyazlı hisseleriyle Turkcell Yönetim Kurulu’ndaki 9 üyeden 5’ini belirleyebilecek ve şirketin yönetim kontrolüne sahip en büyük hissedarı olacak. TVF’den yapılan açıklamaya […]

comment 0
share
Etiketler
PwC Toplam Perakend Araştırması

Reader Interactions

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Covid-19 Sürecinde Perakendecilik Sektörü

Dora Uzkesici / 06 Mayıs 2020
facebook twitter
Covid-19 Sürecinde Perakendecilik Sektörü

Araştırma şirketleri Covid-19'un sektörlere etkilerine yönelik raporlar hazırlamaya başladı. Virüsün dünya ekonomisini ağırlıkla etkilediği son 2 ayın etkilerini inceleyen raporlar sektörlerin bugününe ve geleceğine yönelik bilgiler sunuyor. Bu hafta size dünyada perakende sektöründe yaşananları ve gelecek beklentilerini özetlemeye çalışacağım.

Perakende sektöründe fiziksel mağaza odaklı perakendecilik ve mağazasız perakendecilik olarak iki boyutta inceleme yapılıyor. Virüs sürecinde mağaza odaklı perakendeciliğin olumsuz olarak etkilendiği aşikar. Virüsün getirecekleri bakımından yine en çok değişime uğrayacak olan perakendeciliğin mağaza odaklı perakendecilik olacağı vurgulanıyor.

Perakendecilik sektörünü etkileyecek en önemli gelişmenin dünya ekonomisinin 2020 yılında göstereceği performans olduğu savunuluyor. 2020 yılında dünya ekonomisinin %1.5 ila %5 oranında daralacağı öngörülüyor. Bu daralma 1961'den beri kaydedilecek olan en büyük daralma olarak tahmin ediliyor.

Covid-19 sürecinde talep ve arz farklı biçimlerde etkilendi. Tüketici talebi temel ihtiyaçlara odaklandı. Gıda harcamaları, ev tekstili, temizlik malzemeleri ve hijyen sağlayan ürünlere yönelik talepler arttı. Tatil, eğlence, seyahat talebi hızla azaldı. Tüketiciler sürecin belirsizliğinden hareketle maddi kaynaklarını çok daha dikkatli harcamaya başladılar. Arz sürecindeki en büyük problem tedarik zincirindeki aksamalar olarak gerçekleşti. Bazı üretim alanlarında fabrikalar üretime ara verdi. Talebi yüksek olan ürünlerde istifçilik gibi fırsat odaklı hamleler gözlendi.

Covid-19'un pandemi olarak dünyada tepeyi göreceği (peak) noktanın Haziran 2020 olacağı öngörülüyor. Bu süreçte hastalığın başladığı ve dünyada mal üretiminde ilk sırada olan Çin'in süreçten olumsuz etkilenmesi ürün tedariğini olumsuz etkiliyor. Özellikle elektronik, giyim ve mobilya gibi sektörlerde ithalat ve ihracat derinden etkilendi.

Sosyal mesafeyi koruma durumundan ötürü birçok işletme tüketicilere hizmet veremezken, temel ihtiyaç olmayan ürün ve hizmetler 1-2 aydır alıcı bulamıyor. Buna karşılık e-ticaret ve lojistik sektöründe yükselen bir rekabet ortamı oluştu.

Tüketiciler Covid-19 sürecinde 5 farklı alanda davranışlar oluşturdular:

Önleyici Sağlık Tedbirlerine Odaklanma

Bağışıklığı güçlendiren ürünlere talep arttı. Maske ve dezenfektan gibi ürünlerde talep patlaması yaşandı. C vitamini ve takviye edici ürünler daha çok tercih edilmeye başlandı.

Stok Amaçlı Alışveriş Yapma

Bazı temizlik malzemelerinin tedariğinde aksama olacağı düşünülerek gereğinden fazla ürün satın alındı. Kuru gıdaya ve raf ömrü uzun olan yiyeceklere, içeceklere talep yükseldi. Online satış kanalları bu amaç doğrultusunda sıklıkla kullanılmaya devam ediyor.

Zorunlu Olmayan Ürün ve Hizmetlerden Kaçınma

Yeme-içme ihtiyacının evdeki olanaklarla karşılanmasına ağırlık veriliyor. AVM'ler başta olmak üzere spor salonları, oyun alanları, sinema, tiyatro vb. alanlar kapalı durumda bulunuyor.

Evde Sosyalleşme

Evde dinlenme, sosyalleşme, spor yapma, oyun oynama gibi aktiviteler arttı. Evden online alışveriş yapma ve ürün araştırma arttı. Özellikle teknoloji göçmeni olan yaştaki nüfusun teknolojik ürünleri satın alması ve kullanması yaygınlaştı. Uzun süre ihmal edilen ev işleri aradığı ilgiyi buldu.

Yeni Normlar

Küreselleşmeye dayalı üretim ve tedarik yerine yerli veya yerel üretim ve tedarik olanaklarının önemi görüldü. Lüks tüketim ve ayrıcalıklı hizmetlere yönelik ihtiyaçlar tekrar değerlendiriliyor. Mental olarak sağlıklı kalmanın önemli olduğu görüldü. Şehir hayatının ve getirilerinin değeri sorgulanıyor. Doğaya ve çevreye yönelik hassasiyetler artıyor.

Perakende sektöründe Covid-19'un iş dünyasına yansımaları arasında yeni fikirlerin, ürünlerin ve iş türlerinin gelişebileceği öngörülüyor. İşletmelerin e-ticaret temelli bir yapılanmaya gidebileceği ifade ediliyor. İnsan üretimi yerine robotik üretimin artması ve yatırımların buraya kayması bekleniyor. Ödeme işlemlerinde de nakit ödemenin yerini önce kredi/banka kartı, ardından ise bu kartlara tanımlı olan temassız ödeme seçeneğinin alması bekleniyor. Kağıt para ile ödemenin azalacak olması kayıt dışı ekonomiye ve ticarete yeni bir yön verebilir.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Not: Bu yazı Euromonitor'un Nisan 2020 raporundan derlenmiştir.

Covid-19 Salgınının Sözleşme İlişkilerine Hukuki Etkisi
Covid-19 Salgınının Sözleşme İlişkilerine Hukuki Etkisi

İlk olarak 2019 yılının Aralık ayında Çin’ in Wuhan kentinde ortaya çıkmakla birlikte gelinen son durum itibarı ile bütün dünyayı etkisi altına alan ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak […]

comment 0
share
Etiketler
PwC Toplam Perakend Araştırması

Mynet, Evden Çalışmayı Kalıcı Hale Getirdi

Serdar Altan / 20 Mayıs 2020
facebook twitter
Mynet, Evden Çalışmayı Kalıcı Hale Getirdi

Salgın döneminde pek çok şirketin evden çalışma düzenine geçtiğini ve bazı şirketlerin önümüzdeki dönemde uzaktan çalışmayı daha fazla benimseyebileceklerinden sizlere söz etmiştik. Uzaktan çalışmayı kalıcı hale getiren ilk büyük şirket ise Twitter olmuştu. Türkiye'de bu alanda adım atan ilk büyük şirketlerden biri Mynet oldu.

Türk internet kullanıcılarının en çok tercih ettiği dijital platformlardan olan Mynet, Türkiye’de uzaktan çalışmaya geçen ilk dijital medya şirketi olduğunu duyurdu. Şirket, artık tüm editör kadrosunu kalıcı olarak tamamen uzaktan çalıştırma kararı aldı.

https://pazarlamasyon.com/twitter-evden-calisma-duzenini-kalici-hale-getirdi/

Mynet İK Genel Müdür Yardımcısı Esra Bayrakdar, şirketin yeni çalışma politikasıyla ilgili olarak yaptığımız açıklamada, editör kadrosunu tüm Türkiye’ye hatta yurt dışına açma kararı aldıklarını belirtti ve şunları ifade etti:

“Sadece İstanbul’da değil; tüm şehirlerimizde hatta yurtdışı merkezlerde de gündem, finans, spor, video ve daha farklı alanlarda editörlük yapabilecek yetkin insan kaynağı var. Biz Mynet olarak, bir yandan lokasyondan bağımsız şekilde, yetişmiş insan kaynağına ulaşıp, bir yandan da ekip arkadaşlarımızın  memnuniyetini arttırmayı hedefliyoruz. Ekiplerimizle beraber aldığımızı bu kararla Mynet’in medya birimlerinin %75’i kalıcı olarak uzaktan çalışacak. Tüm işe alım, oryantasyon, eğitim ve performans süreçlerimizi de uzaktan çalışmaya uygun hale getirdik. Zaman ve mekândan bağımsız bir çalışma modeline döndük.”

https://pazarlamasyon.com/microsoft-ceosu-evden-calisma-duzeninin-surdurulebilir-olmadigini-dusunuyor/

Mynet Genel Yayın Yönetmeni Tarkan Temur da Mynet’in misyonunun doğru teknolojilerle kullanıcının ihtiyacı olan içeriği hızlı bir şekilde sunmak olduğunu vurgulayarak araştırmaların, uzaktan/home office çalışmanın üretkenliği yüzde 15 daha olumlu etkilediğini ortaya koyduğunu, iki aylık uzaktan çalışma deneyimlerinin bunu doğruladığını söyledi.

Tarkan Temur, açıklamasının devamında ise "Metropollerde ofise ulaşmak için harcadığımız süre ayda ortalama 5 iş günü. Bu değerli zamanı kendisine, ailesine ve arkadaşlarına ayırarak bir motivasyon unsuru olarak ekibimize kazandırmak istedik. Ayrıca Mynet çalışanlarının istediği kentte yaşamasının da önünü açtık. Özetle, ekibimizin üretkenliğini azaltan, mutsuzluğunu artıran unsurları iş hayatımızdan çıkardık.” dedi.

2022’de Dünyadaki İş Gücünün %42’si Mobil Olacak
2022’de Dünyadaki İş Gücünün %42’si Mobil Olacak

Esnek veya uzaktan çalışma, verimliliğin ve çevikliğin artırılıp sabit genel giderlerin azaltılması gibi avantajlarla iş hayatında uzun süredir konuşuluyor. Strategy Analytics’in çalışması 2022 yılına kadar dünyadaki tüm iş gücünün %42,5’inin […]

comment 0
share
Etiketler
PwC Toplam Perakend Araştırması

Yapay Zekanın İş Dünyasının Geleceğini Etkileyebileceği 4 Yol

Ayşe Göl / 22 Ekim 2020
facebook twitter
Yapay Zekanın İş Dünyasının Geleceğini Etkileyebileceği 4 Yol

Yapay zeka, iş dünyasını hızlı bir şekilde dönüştürüyor ve etkisi önümüzdeki yıllarda daha da artacak gibi görünüyor. İş yerinde yapay zekanın yükselişi, işlerin bazı yönlerini iyileştirme potansiyeline sahip. Ancak kamuoyundaki tartışmaların çoğu, yapay zekanın çalışanları işlerinden etme potansiyeline ve bunun geçim kaynakları üzerinde yaratabileceği ciddi etkilere odaklanmış durumda.

Daha az tartışılan ancak aynı derecede önemli bir diğer nokta ise yapay zekanın çalışanları eğitmek, becerilerini geliştirmek ve onları işe hazırlamak için de etkili olarak kullanılabileceği.

https://pazarlamasyon.com/caper-yapay-zeka-destekli-otonom-odeme-sistemini-tanitti/

Dünya Ekonomik Forumu'nun 2020 İstihdamın Geleceği Raporu, otomasyon arttıkça insanlar ve makineler tarafından iş yerinde görevler için harcanan sürenin 5 yıl içinde eşit olacağı ortaya konuldu. Rapora göre, 2025 yılına kadar 26 ülke ve 15 sektörde 85 milyon iş yerinden edilecek. İşverenlerin %80'inden fazlası uzaktan çalışmayı daha geniş bir alana yaymayı ve iş süreçlerini dijitalleştirmeyi planlıyor.

Bu anlamda insanlığın önündeki zorluk, iki nedenden dolayı daha da büyük olacak gibi görünüyor: Birincisi, corona virüs küresel ekonomiye büyük bir zarar vererek, 2020'nin ikinci çeyreğinde çalışma saatlerinin tahmini %14'üne ve yaklaşık 400 milyon tam zamanlı işin kaybına neden oldu. İkincisi, otomasyon teknolojileri, pandemi sırasında artan bir hızla geliştirilmekte ve ticarileştirilmekte birlikte artan miktarlarda veri, bilgi işlem gücü ve deneyimden yararlandıkça sürekli artan kapasitesiyle sabit kalmaktan çok uzak.

Yapay zeka yenilikçilerinden oluşan yeni bir grup, dünyanın dört bir yanındaki çalışanların yalnızca yapay zekanın sunduğu riskleri değil, aynı zamanda faydalarını da görmeleri için harekete geçti ve yapay zekanın çalışma hayatını olumlu etkileyebileceği 4 yolu paylaştı.

1. Yeniden Beceri Kazandırma ve Becerilerin Geliştirilmesine Yatırım Yapın

Bazı yapay zeka girişimleri, bugünün çalışanlarını gelecekte teknolojinin yaratacağı fırsatlara hazırlamak amacıyla çalışanların mevcut becerilerini temel alan kişiselleştirilmiş eğitim programları oluşturmak için yapay zeka algoritmalarını kullanarak çalışanları doğrudan yeniden eğitmeye ve becerilerini geliştirmeye odaklanıyor. Örneğin, Kaliforniya merkezli EdCast, çalışanların becerilerinin ayrıntılı bir değerlendirmesini gelecekteki işgücü piyasası ihtiyaçlarının veriye dayalı analiziyle birleştirerek, kullanıcıların gelecekteki potansiyel işleri belirlemelerine ve bunları güvence altına almak için ihtiyaç duydukları beceri ve nitelikleri kazanmalarına olanak tanıyor.

https://pazarlamasyon.com/kisisel-antrenorluk-yapan-yapay-zeka-destekli-egzersiz-cihazi/

2. Öğrenimi Günlük Aktivitelere Dahil Edin

Diğer yenilikçiler, çalışanların becerilerini sürekli olarak geliştirmeleri ve gelecekteki iş gücü ihtiyacını karşılamak için kapasitelerini genişletmeleri amacıyla öğrenmeyi günlük iş faaliyetlerine yerleştirmeye odaklanıyor. Örneğin, Kanadalı girişim Axonify, çalışanların vardiya başına 3-5 dakika harcadıkları ve bir yapay zeka algoritması ile bireysel ihtiyaçlarına uygun öğrenme ve performans iyileştirme için oluşturulan "mikro öğrenme" fikrine öncülük etti.

3. İşçileri Yeni Fırsatlara Uyumlayın

Yapay zeka odaklı yeniden beceri kazandırma, çalışanları aksamalara karşı hazırlamaya yardımcı oluyor. Ancak aynı zamanda çalışanları yaratılan yeni fırsatlara uyumlamak gerekiyor. Yapay zeka bu noktada da yardımcı olabiliyor; SkyHive ve Kalido gibi girişimler, çalışanları bireysel becerilerine, kariyer hedeflerine ve eğitim ihtiyaçlarına göre mevcut organizasyonlarının içindeki ve dışındaki yeni fırsatlara uyumlanmalarını sağlayan yapay zeka odaklı platformlar yarattı.

4. Yeni Nesil İşçileri Hazırlayın

Yapay zeka yalnızca bugünün çalışanlarını geleceğe hazır hale getirmek ve onları yarının fırsatlarına uyumlamak için değil, aynı zamanda yeni nesil işçileri teknolojiyle kesintiye uğramış ve dönüştürülmüş bir geleceğe hazırlamak için de kullanılıyor. Örneğin, Yeni Delhi merkezli girişim ConveGenius, her öğrencinin öğrenme ihtiyaçlarını değerlendirmek ve işçi ve vatandaş olarak başarılı olmak için ihtiyaç duydukları eğitim içeriğini sunmak için yapay zekayı kullanarak kaliteli eğitime en sınırlı erişime sahip Hindistan'daki 100 milyon öğrenciyi hedefledi.

Corona Salgını Sebebiyle Ücretsiz Hizmet Sunan Şirketler
Corona Salgını Sebebiyle Ücretsiz Hizmet Sunan Şirketler

Corona virüsü salgını hayat akışımızı çok ani bir şekilde değiştirdi. Salgın hastalık bulunduğu her ülkede hızla yayılmaya devam ederken başka bir tarafta da insanlar birbirlerine moral vermeye ve bir dayanışma […]

comment 0
share
Etiketler
PwC Toplam Perakend Araştırması
Bültenimize Kaydolun
Prime Dünyasını Keşfet
Üye ol, Ayrıcalıklardan Yararlan
KEŞFET
Size haftada 2 kez en değerli gelişmeleri ücretsiz göndermek istiyoruz.
Haftalık bültenimize ücretsiz üye olun.

pazarlamasyon

Dijital nesile sunduğu kaliteli içerikler sayesinde sektörün en çok okunan online kaynağı olan Pazarlamasyon, pazarlamanın tüm bileşenleri, iş dünyası ve dijital dönüşüm konularında özgün ve fayda odaklı içerikler sunuyor.

facebook twitter instagram linked-in
  • Prime’ı Keşfet
  • İletişim
  • Hakkında
Ücretsiz Abonelik
  • Pazarlamasyon TV
  • Prime’ı Keşfet
  • Akademi
  • Kariyer
  • Marketing Meetup
  • Prime Üye Girişi
Created with Sketch.
×

Prime Giriş

Şifremi Unuttum

Şifreni mi unuttun?
| Giriş’e geri dön