11. Ekonomik Kalkınma Planı Analizi

1963 yılından itibaren başlayarak her 5 yılda 1 güncellenen Kalkınma Planlarının 11.'si geçtiğimiz hafta yayımlandı. 19 Temmuz 2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan Kalkınma Planının önemli ayrıntılarına değinmek istiyorum:

Kalkınma Planı Nedir?

Türkiye, serbest piyasa ekonomisini uygulayan bir ülke olmasına rağmen, devletin bazı ekonomik alanlarda yol göstermesine ve öncülük etmesine ihtiyaç duyuluyor. Aynı zamanda yeni açılan ekonomik alanlara devletin kaynak aktarımı ile bu ekonomileri harekete geçirmesine ihtiyaç duyuluyor. Yol gösterme, öncülük etme ve kaynak ayırma işlevlerinin nasıl ve hangi sektörlerde yerine getirileceğinin tespiti için kalkınma planı hazırlanıyor.

Kalkınma Planı, hükümetin ülkeyi götürmek istediği yönü belirten bir "niyet beyanı" olarak tanımlanabilir.

Neden Kalkınma Planlarına İhtiyaç Duyuyoruz?

Kalkınma planları, bir ülkenin ekonomik büyümesini gerçekleştirirken göz önüne alacağı kriterleri ortaya koymasını sağlıyor. Böylelikle kalkınma planı hazırlanırken hangi unsurların gözetildiğini görebiliyoruz. 11. Kalkınma Planında bu unsurlar şu ifade ile belirtiliyor:

"Önümüzdeki dönemde de ülkemizin potansiyelini, bölgesel
dinamiklerini ve insanımızın yeteneklerini harekete geçiren, ekonomik
alanda rekabet gücü ile niteliği merkeze alan, her alanda adaleti gözeten,
üretim ve teknolojik gelişme odaklı, sürdürülebilir ve daha kapsayıcı bir
büyüme anlayışı kalkınma sürecinde belirleyici olmaya devam edecektir."

Kalkınma Planı Nasıl Oluşturuluyor?

Kalkınma planlarında Türkiye'nin ekonomik büyüme ve kalkınmasına öncelik edeceği tespit edilen konu başlıkları tespit ediliyor. Bu konu başlıklarında, alanında uzman akademisyen ve sektör profesyonellerinin yer aldığı "İhtisas Komisyonları" ve "Çalışma Grupları" oluşturularak plan ortaya konuyor. 11. Kalkınma Planında 43 farklı sektörle ilgili kalkınma planı hazırlandı.

11. Kalkınma Planında Ortaya Konan Bazı Hedefler:

  • Her yıl %4.3 yerel büyüme hedefi,
  • Enflasyonun %5'e düşürülmesi,
  • Kredi yolu ile büyümenin devam ettirilmesi,
  • Toplam girdi verimliliğini artırmak. (Sanayide makine ile insanın daha verimli ve uyumlu çalışarak yüksek teknoloji ekonomisinden faydalanmak).

11. Kalkınma Planında Öncelik Verilecek Sektörler:

Kalkınma planında öncelikli sektörler arasında kimya, ilaç ve tıbbi cihaz, makine-elektronik teçhizat, otomotiv ve raylı sistemler bulunuyor.

Öncelikle gelişme alanları ise tarım, savunma sanayi ve turizm olarak belirlenmiş.

11. Kalkınma Planının Uygulanabilmesi İçin Neler Gereklidir?

Kalkınma planında devletin teşviklerle bazı sektörleri destekleyeceği ifadeleri yer alıyor. Bu teşviklerin hangi koşullarda verileceği ise tamamıyla açıklanmış görünmüyor. Bununla birlikte sanayide Ar-ge departmanlarına ayrılacak payın artırılması konusunda nasıl hareket edileceği de tam olarak ortaya konmuş görünmüyor. Bu iki hususun daha net ortaya konması gerekiyor.

Türkiye'de noksanlığı en çok hissedilen konuların başında gelen "hukukun üstünlüğü" ilkesi kalkınma alanında da hayati önemini koruyor. Yabancı yatırımın Türkiye'ye gelmesi için en büyük "teşvik" bu ilkenin yeniden ve ivedi olarak hayata döndürülmesi.

Türkiye'de yerel ve uluslararası siyasette sürdürülen politikanın öngörülebilirliği tartışmalı konulardan biri. Böylesine değişken bir politika sahnesinin varlığı, kalkınma planının uygulanmasını olumsuz etkileyebilecek unsurlardan biri olarak değerlendirilebilir.

Ülkemizde ihtiyaç duyulan bir diğer önemli alan da bağımsız denetim kurulları olarak görünüyor. Bu kurullarının bağımsız ve objektif olarak çalışabilmesi kalkınma planının yürütülmesine çok yardımcı olacaktır.

Yorum (Eğitim):

219 sayfadan oluşan 11. Kalkınma Planında hedefler ortaya konurken bazı tutarsızlıklar göze çarpıyor. Örneğin, öncelikli sektörler arasında konan Kimya bölümüne orta öğretim ve yüksek öğretimde verilen değer tartışmalı olarak görülebilir. Bazı üniversitelerde kimya bölümleri kapatılırken, bazı üniversitelerde de bu bölümlere alınacak öğrenci kontenjanı azaltılıyor. Aynı kalkınma planında ise eğitim konusunda şu ifade bulunuyor:

Madde 33. Fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik disiplinlerini entegre bir biçimde öne çıkaran bir yaklaşımla gerçek hayattaki sorunların çözümüne yönelik analitik, eleştirel, yaratıcı ve bilişimsel düşünme yetilerinin kazandırıldığı eğitim sistemleri önem kazanmaktadır.

Eğitim sisteminde ortaya konan 33. madde doğrultusunda politikalar gerçekleştirilirse belki gelecek 5 yıl olmasa da 10-15 yıllık kalkınma planlarına çok büyük etkisi olacaktır.

Yorum (Ekonomi):

2008 yılındaki krizden sonra ABD'nin krizden çıkmak için küresel ticareti hareketlenmesi ile oluşan kaynak aktarımını iyi kullanamadık. Özelleştirmeler yolu ile devlet kaynaklarının özel sektöre artırılması başta bir refah sağlasa da bunun sürdürülebilir olmadığı görüldü. Üretim politikalarının zayıflaması sonucu ülkemizin görece güçlü olduğu tarım sektöründe bile ürün bulunabilirliği ve ürün fiyatı konularında sıkıntılar yaşadık.

Dolayısıyla ekonomide yeni bir ivmelenmeye tüm sektörlerin ve tüm ülkenin ihtiyacı var.

Madde 18. Üretim ekseni, yüksek gelirli ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kaymakta olup, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bu ekonomilerin gelecekte daha fazla güçlenerek küresel üretim, ticaret, teknoloji, katma değer gibi alanlarda etkili olması beklenmektedir.

Madde 18'deki tespitten faydalanabilmek için bu dalgayı yakalayabileceğimiz stratejilerin belirlenmesi gerekiyor. 11. Kalkınma Planında değerli ve ekonomide lehimize kullanabileceğimiz gelişmeler tespit edilmiş. Buna yönelik olarak tüm sektörlerin çalışabileceği bir ortam oluşmasını diliyorum.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir