Türkiye, Arjantin ve Endonezya'nın Ekonomik Sıkıntılarının Ortak Noktası Nedir?

  • Son dönemde Türkiye'nin yanı sıra, Güney Afrika'dan Endonezya'ya kadar dünya çapında gelişmekte olan pazarlar, para birimlerinin ciddi oranda değer kaybetmesi ve yabancı yatırımcıların ülkeden çıkması durumuyla karşılaştılar. ABD'nin ekonomik yönetiminin getirdiği küresel ekonomi üzerindeki belirsizlik bu duruma neden oluyor
  • ABD pazarlarının gücü artan faiz oranları ile birleştiğinde, paralarını yüksek büyüme gösteren pazarlara sokan yatırımcıları çekti. ABD'ye yapılan yatırım fonlarının bu akışı, ABD dolarının değerini artırdı ve bu da ABD'yi yatırımcılar için daha cazip bir yer haline getirdi.
  • Türkiye, Arjantin, Güney Afrika ve Endonezya'nın para birimlerinin değer kaybetmesine neden olan tetikleyiciler farklı olsa da, bütün bu ülkelerin ortak bir noktası var: devlet açıklarına ve ticaret için yabancı sermayeye olan orantısız bağımlılık.
  • İlgili Yazı: İthalata Dayalı Ekonomi ve Ürün Boykotu


Bildiğiniz gibi, ABD ile Türkiye arasında yaşanan Rahip Brunson kriziyle birlikte başlayan süreç, Türk lirasının yabancı para birimleri karşısında ciddi oranda değer kaybetmesine neden oldu. Zaten yaklaşık olarak iki yıl süren OHAL sürecinde ülkedeki ekonomik durum sıkıntıya girmişti. ABD ile yaşanan bu kriz sonrasında ise ekonomik açıdan işler daha da kötüye gitti. Ancak para birimi ciddi anlamda değer kaybeden ve ekonomik olarak sıkıntıya giren tek ülke Türkiye değil. Güney Afrika'dan Endonezya'ya kadar dünya çapında gelişmekte olan pazarlar da para birimlerinin ciddi oranda değer kaybetmesi ve yabancı yatırımcıların ülkeden çıkması durumuyla karşı karşıya kaldılar.

World Economic Forum'un bu konuyla ilgili olarak paylaştığı yazıya göre, bu yılın başında yaşadığı bir kriz sonrasında istikrara kavuşan Arjantin, son dönemde acil durum moduna geri döndü ve faiz oranlarını %60'a çıkardı. Arjantin'in para birim peso, 2018 yılında %45 oranında düşüş yaşadı. Peki, neden farklı kıtalarda bulunan ve farklı ekonomik durumlara sahip bu ülkeler benzer ekonomik belirtiler gösteriyorlar?

[caption id="attachment_80536" align="aligncenter" width="1008"] Pesonun değer kaybetmesinden sonra, Arjantinliler dolar satın almak için döviz bürolarına akın ettiler.[/caption]

Kısaca söylemek gerekirse, ABD'nin ekonomik yönetiminin getirdiği küresel ekonomi üzerindeki belirsizlik bu duruma neden oluyor. İlk olarak ABD ekonomisi şu anda çok hızlı büyüyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın çevresel ve bürokrasi düzenlemelerini kesmesinin yanı sıra, geçtiğimiz yıl kongre tarafından geçirilen vergi indirimleri, ABD hisse senedi piyasasının rekor seviyelere çıkmasını sağladı. Aynı zamanda ABD Federal Rezervleri, on yıl boyunca mümkün olduğu kadar düşük tuttuktan sonra faiz oranlarını yükseltmeye başlıyor.

ABD pazarlarının gücü artan faiz oranları ile birleştiğinde, paralarını yüksek büyüme gösteren pazarlara sokan yatırımcıları çekti. ABD'ye yapılan yatırım fonlarının bu akışı, ABD dolarının değerini artırdı ve bu da ABD'yi yatırımcılar için daha cazip bir yer haline getirdi. Bunların yanı sıra ABD'nin yabancı mallara gümrük vergisi koyması da bir ticaret savaşının fitilini ateşledi ve böyle bir ticaret savaşından daha küçük pazarların, ABD'den daha zararlı çıkması pek de şaşırtıcı bir sonuç sayılmaz. Bu da yatırımcıları paralarını koymak için ABD gibi daha güvenli yerler aramaya teşvik ediyor.

Yabancı Sermayeye Bağımlılık

Bu arada gelişmekte olan farklı pazarların her birinde, ekonomik öyküler farklı şekillerde ama aynı sonuçlarla sonlanıyorlar: yatırımcıların güven kaybı, ülke dışına sermaye çıkışı ve para birimlerinin değerindeki düşüş. Türkiye, Arjantin, Güney Afrika ve Endonezya'nın para birimlerinin değer kaybetmesine neden olan tetikleyiciler farklıydı. Ancak bütün bu ülkelerin ekonomilerinin ortak bir noktası var: devlet açıklarına ve ticaret için yabancı sermayeye olan orantısız bağımlılık.

Arjantin'de son 50 yılın en büyük kuraklığı, hem mısır ve soya fasulyesi üretimini hem de önemli ihracat ürünlerini vurduktan sonra, ülke bu yılın başında ekonomik olarak sıkıntıya girdi. Son birkaç yılda yürürlüğe giren liberalleştirici politikaların sonucu olan ekonomik güçsüzlük üzerine bir şeyler inşa etmeye çalışmak, ülkeyi bir krize sürüklemek için yeterliydi. Bunun üzerine IMF'den destek istendi ve haziran ayında 50 milyar dolarlık bir kredi sözü verildi.

Diğer tarafta Endonezya'nın büyük bir cari hesap açığı var. Ülkenin cari açığı temmuz ayında 2 milyar dolara çıktı ve bu, son beş yılın en yüksek rakamı. Bu durum, Endonezya'nın en yüksek dış borca sahip Asya ülkesi olmasına neden oldu. Bu faktörler ülkeyi savunmasız hale getirdi ve ülkenin para birimi, on yıldan fazla bir süre önce yaşanan finansal krizden bu yana en düşük seviyeye ulaştı. Sonuç olarak ülkenin merkez bankası faiz oranlarını yükseltmek zorunda kaldı.

Türkiye'nin durumuna dönecek olursak, ABD ile yaşanan Rahip Brunson krizi, ABD'nin Türk mallarına gümrük vergisi koymasına ve Türkiye'nin bazı liderlerine yaptırım uygulamasına neden oldu. Bu da yatırımcıları, Türkiye stratejilerini yeniden düşünmeye sevk etti.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir