Son yıllarda Türk şirketlerinin farklı pazarlarda aktif rol oynamaya başlaması iletişim sektöründe de taşları yerinden oynattı. Artık sadece yerele hizmet eden değil, uluslararası arenada şirketleri temsil edebilecek kapasitede PR ağlarının bir parçası olmak küresel iş yapışın anahtarı haline geldi. Biz de
GIS Consult ve
Action BAE ile bu noktalara değindik.
Bir ülkeye mal ve hizmet götürmek ticaretin ABC’si ise, onu tamamlayan markalama, farkındalık yaratma, markanın konumlandırılması da satış süreçlerini büyük ölçüde etkiliyor. GIS Consult, tam da bu alana yoğunlaşmış durumda. 46 yıllık geçmişiyle Orta Doğu’nun ilk PR ajansı olan Action Global Communications ile Türk şirketlere özel bir inisiyatif başlatan GIS Consult Yönetici Ortağı Sevda Yüzbaşıoğlu ve Action BAE Genel Müdürü Euan Megson ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Duyduğumuz kadarıyla Action Global Communications, MEA bölgesinde faaliyet gösteren en eski PR ajansı. Bize sunduğunuz hizmetler hakkında bilgi verir misiniz? Uzmanlık alanınız nedir?
[caption id="attachment_85040" align="alignleft" width="300"]
Action BAE Genel Müdürü Euan Megson[/caption]
Euan Megson: MEA bölgesinde faaliyet gösteren en uzun süreli PR ajansı ağlarından biri olan Action Global Communications olarak çok sayıda endüstri ve sektörde hem müşteri ihtiyaçlarının en iyi şekilde karşılanması hem de yaratıcı bir şekilde hizmet sunma konusunda çalışıyoruz.
2019 yılında BAE’de 25. yılımızı kutlamaya hazırlanırken, tüm bu yıllar boyunca geniş makro-ekonomik değişkenlerle birlikte, belirli sektörlerin yükseldiğine, bazılarının ise yok olduğuna veya çeşitlendiğine tanıklık ettik… Örneğin, 1990’ların sonlarında BAE’deki operasyonlarımızın çoğu petrol ve doğalgaza odaklıydı. Bununla birlikte, BAE, ekonomik çeşitlendirme girişimlerini petrol gelirlerine daha az bağımlı hale getirme yönünde ilerledikçe, Action’in müşteri portföyü de büyük bir değişim gösterdi. Benzer şekilde, BAE ve diğer Körfez ülkeleri IoT güdümlü Akıllı Şehir politikalarında ilerledikçe, Action BAE, entegre ajans servisi sağlamak için kendi dijital ve sosyal medya hizmetlerini geliştirdi.
Halihazırda, Action BAE olarak 25'den fazla sektörde 60’dan fazla müşteriye hizmet sunuyor ve proje yürütüyoruz. Ajansın en yüksek gelir getiren sektörleri şu anda fuarlar ve etkinlikler, spor, teknoloji, sağlık ve ilaç, turizm ve F&B, seyahat ve turizm, finansal hizmetler ve FinTech ve havacılık.
Bize kısaca ajansınızı tanıtabilir misiniz, neler yapıyorsunuz, hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz?
[caption id="attachment_85042" align="alignleft" width="300"]
GIS Consult Yönetici Ortağı Sevda Yüzbaşıoğlu[/caption]
Sevda Yüzbaşıoğlu: GIS Consult 2013 yılında kuruldu, ajansımızın ana kurulum felsefesi ‘çevik’ yani ‘agile’ bir yapı çerçevesinde örüldü. Bugün dünya artık teknolojiyle çoktan dönüştü ve bizlerin çalışma hayatına bakışımız de bundan çok etkilendi. Giriş çıkış kartları gibi kontrol mekanizmaları ‘özgür ol’ mesajı veren teknolojilerle çelişiyor. Biz bu değişimi gördüğümüzde sene 2013’dü ve yakalamaya karar verdik. İş modelimiz gerektiğinde bünyemizdeki yetenek havuzu aracılığıyla yetkin kişi ve kurumlarla çalışmak, yaratıcı iş birlikleri kurgulamak ve bu sayede de maliyetlerimizi oldukça düşürerek uluslararası seviyede hizmet sunmak üzerine kurulu.
Markamız bünyesinde stratejik iletişim danışmanlığı, dijital iletişim, atölye çalışmaları, marka gazeteciliği, yurtdışı PR hizmetleri, prodüksiyon, grafik hizmetlerini çevik iş modelimiz sayesinde son derece hızlı sunabiliyor, markaların içlerindeki ekipler olarak konumlanmakta sıkıntı çekmiyoruz.
Yurtdışında verdiğiniz PR hizmetlerinden bahseder misiniz? Nasıl başladı?
Sevda Yüzbaşıoğlu: GIS Consult 2014 yılından bu yana özellikle Ortadoğu’nun en eski (46 yıllık) ve köklü ajansı Action Global Communications’ın Türkiye temsilcisi konumunda. Tabii sadece Ortadoğu değil, Türki Cumhuriyetler, Rusya, Doğu Avrupa ve Afrika’nın büyük kısmında da etkinler.
Zaman içerisinde dış pazarların ve ihracatın giderek güçlenmesi Türk şirketlerinin farklı coğrafyalarda markalaşma ihtiyaçlarını gündeme getirdi. Bu da aslında bize şirketlerin artık sadece ‘mal almak-satmak’ değil, daha büyük düşündüklerini gösteren bir gelişmeydi. İş yürüyordu, bir seviyeye gelmişti ve bir şekilde bilinirlik, itibar arayışı başlamıştı. Bu ihtiyaç doğrultusunda şirketlerin özellikle Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetlerde rahatlıkla ve güvenilir biçimde iletişim hizmeti almalarını sağlamak için partnerimizle masaya oturduk ve Türk şirketleri için özel paketler hazırladık.
Mesela bir markamız Kazakistan’da uzun yıllardır inşaat sektöründe faaliyet gösteriyor ancak kamu seviyesinde bilinirlik konusunda sıkıntı yaşıyor. Bu noktada kendilerine stratejik iletişim danışmanlığı sunarak, kamu nezdinde bilinirlik artırmak için neler yapmaları gerektiği konusunda rehberlik sunabiliyoruz.
Türk şirketlerini uluslararası PR çalışmalarında desteklemek için GIS Consult ile bir inisiyatif başlattığınızı biliyoruz ve rolünüz bölgeye daha geniş bir perspektif geliştirmeyi gerektiriyor. Türkiye'nin bölgedeki rolünü nasıl görüyorsunuz? Yurtiçinde Türkiye'nin itibarını daha iyi bir seviyeye taşımak ve Türk markalarını dünyaya taşımak konusunda güçlü tartışmalar var, bunun mümkün olacağını düşünüyor musunuz?
Euan Megson: Jeopolitik faktörler Türkiye ve Körfez ülkeleri arasındaki hem diplomatik hem de ekonomik ilişkileri ciddi biçimde etkilemeyi sürdürürken, Körfez’de Türk şirketleri için çok ciddi bir büyüme potansiyel olduğunu görüyoruz.
Turizmi başka bir örnek olarak ele alırsak, Türkiye hem Körfez ülkelerinde yaşayan yabancılar hem de Körfez sakinleri için doğru ürün çeşitliliğini sağlamada çok başarılı... Her şey dahil paketlerden, helal odaklı yiyecek içecek sektörüne Türkiye, müşterilerinin ne istediğini anlıyor ve buna fırsatlar sunuyor.
MEA bölgesindeki Türk şirketleri için fırsatlar neler? Tavsiyeleriniz neler?
Euan Megson: Türkiye'nin dinamik nüfusu ve düşük maliyetli üs olma özelliği, gıda ve içecek, ev ve kişisel bakım ürünleri, dayanıklı tüketim malları ve giyim gibi tüketici endüstrilerinde rekabet gücünün artmasına yardımcı oldu. Bu nedenle, daha fazla sayıda Türk firmasının yurt dışına açılma cesareti göstermesi şaşırtıcı değil.
Türk şirketleri ülke sınırları dışına yayılmaya çalıştıkça, yerel ihtiyaçlar, ürün ve servislerin lokalizasyonu ya da pazardan modele (route to market model) geçiş gibi belirli alanlarda uzmanlaşmak zorundalar.
Bunu da ancak uluslararası yolculuklarında daha ilerlemiş olan diğer şirketlerden öğrenebilirler. Girişimci vizyon, hızlı karar verme ve karmaşıklık süreçlerin yönetiminde başarı hem Türkiye'de hem de ötesinde başarı için çok önemli olmaya devam edecek. Ama bunlar sadece ilk adımlar… Çok uluslu şirketler olarak başarıyı sürdürmek için, Türk şirketleri, özellikle performans yönetimi, dijitalleşme, yenilik ve tasarım alanında, kültür ve yeteneklerini güçlendirmeye çalışmalıdır.
Paketlerinizi anlatır mısınız? En çok hangi ülkelere ve hangi ürünlere talep var?
Sevda Yüzbaşıoğlu: Toplam 6 adet farklı paket hazırlandı, bunların içinde fuar, etkinlik paketi en fazla ilgi görenler arasında. Bu paket kapsamında belirli bir etkinlik için bir ülkeye seyahat eden yöneticilerimizin öncesinde bölge medyası konusunda eğitilmesi, iş hedeflerine uygun mesajların önceden belirlenerek uygun yayınlarla röportajlar planlanması, profesyonel danışmanlarca yerinde takip edilmesi, lokalize edilmiş basın bültenlerinin dağıtılması gibi içerikler var…Bunun dışında yine müşterilerimizin ihtiyaçlarına özel olarak sunulan Blogger Aktivite paketinde daha dijital bir yaklaşımla çalışıldı, yine özel kampanya paketi, A’dan Z’ya lansman ve mini lansman paketleri de hizmetlerimiz arasında bulunuyor.
Hangi sektörleri hedefliyorsunuz?
Sevda Yüzbaşıoğlu: İnşaat ve turizm başı çekiyor… Yine eğitim sektörü de yabancı öğrencilere ulaşmak için yurtdışında PR çalışmalarını talep ediyor. Bu alanlar dışında bölgede aktif olmak isteyen tüm sektörlere hizmet verebiliyoruz.
Yurt dışında özellikle de Orta Doğu’da yabancı şirketlere hizmet veriyorsunuz. Oradan edindiğiniz içgörüleri ve stratejileri Türk firmaları için de kullanıyor musunuz?
Sevda Yüzbaşıoğlu: Genel olarak yabancı şirketlerden edindiğimiz içgörüleri ve stratejileri tabii ki burada da kullanıyoruz. Ancak Türkiye’de şirketler hala danışmanlık almakta zorlanıyor, yurt dışında danışmanların konumlanması bizden oldukça farklı.
Öte yandan dijital dönüşüm iletişim sektörünü çok daha derinden etkiledi. Bugün ardı ardında yayınlar kapılarına kilit vururken, hedef kitleye erişim için farklı metodlar kullanmaya açık olmak zorundalar.
Orta Doğu’da Türk firmalarının geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Sevda Yüzbaşıoğlu: Türkiye bölgenin önemli aktörlerinden biri ve şirketlerimiz de yapılanmaları, insan kaynağı, yetkinlikleri açısından son derece yol gösterici konumda. Türk firmalarının bölgede markalaşma yatırımı yapmalarının hem ülke ekonomisine hem de kendilerine yapılacak büyük bir katkı olduğunu düşünüyoruz.