Günümüzde iş ilanlarının vazgeçilmezi haline gelmiş bir nitelik var. "Takım çalışmasına yatkın olmak". İstisnasız her iş ilanında görebileceğiniz bu cümle orada yer alan diğer tüm niteliklerden kuşkusuz en önemlisi konumunda. Mutlaka bir takımda yer alan üyelerin diğer yetkinlik ve niteliklerinin kalitesi de önemlidir, ancak bunları bir ekip çalışması dahilinde kullanamamak hepsini pula çevirecektir.
Peki bireyin takım çalışmasına yatkın olmasını sağlayan, ona bir takım oyuncusu olabilme yeteneğini kazandıran nelerdir? Kuşkusuz ilk aşamada akla gelenler eğitim hayatınız boyunca gerçekleştirdiğiniz etkinlikler, projeler, konferanslar, sunumlar gibi buna katkı yapan uğraşlardır. Ancak spor tüm bunların toplamından daha fazlasını sunabilir size.
Amerika'yı düşünelim. Dünya'ya hükmeden bu süper gücün gençliğini yansıtan bir dizisinde veya filminde gördüğünüz öğrencilerin büyük çoğunluğu en az bir spor dalı ile meşguldur. Büyük çoğunluğu Amerikan futbolu, basketbol ve buz hokeyi gibi takım oyunları ile ilgilenen bu gençler burada takım olmanın anlamını, başarıya giden yolda birbirlerine nasıl destek olmaları gerektiğini, birbirlerini nasıl tamamlayacaklarını öğrenirler. İşte hepsi birer altın değerinde olan bu değerler sayesinde bugün Amerikalılar başlarında lider olmaksızın dahi işbirliği içinde çalışabilen, takım olabilen ve bu birlikteliği sürekli kutlama kabiliyetine sahip bireyler olarak Dünya'ya yön veren inovasyonu şekillendiriyorlar.
Eğitimin ilk kademelerinde spor sayesinde ortaya konan hedefler, gençleri bir amaca ulaşmada nasıl yollardan geçecekleri yönünde eğitirken aynı zamanda belki de ülkemizde her zaman karşımıza çıkan bir diğer problemi de çözmek için fayda sağlıyor. Farklılıklara saygı gösterebilmek. Bugün Amerika'da siyahi bireyler ile beyaz Amerikalıları bir araya getiren, birbirlerini anlamalarını sağlayan kesinlikle spordur. Ülkemizde de omuz omuza bir amaç çevresinde birlik olacak, farklı dünyaların gençleri bu sayede birlikte yaşamayı öğrenecekler. Tabii sporun bir diğer çıktısı da sağlıklı bireyler oluyor. Sağlıklı bireyler ile başarıya ulaşabilmek her zaman çok daha koalydır.
Fakat ülkemizde maalesef bunu mümkün kılmak şu anda oldukça güç. Her şeyin akademik başarıyla ölçüldüğü ülkemizde, spora yönelen gençler çoğunlukla aileleri tarafından baltalanıyor ve pek çok fayda görebilecekleri bir alandan alıkonuluyorlar. Herkesin tek başına yarıştığı bir düzende, çocukların kazandıkları amaçsızlık, aylaklık ve disiplinsizlikten öteye gidemiyor. Bugün üniversitelerde dahi takım çalışmaları ile gerçekleştirilen proje sayıları oldukça düşük seviyelerde, ki bu durum ilkokul seviyesinde yok denecek kadar az. Performans ödevleri denen ne işe yaradığı belli olmayan, çoğu zaman anne ve babaların yazdıkları, yine nota dayalı, bireysel bir sistem var.
Atalarımız zamanında belki "Her koyun kendi bacağından asılır" demiş olabilirler. Ancak günümüzde herkesin birbirine bağlı olduğu bir düzen mevcut. Sorunları çözebilmek, başarıya ulaşabilmek için bırakın şehirleri, ülkeleri bugün dünyanın bir arada çalışması gerekiyor. Maalesef, her koyun kendi bacağından asılmıyor, bireylerin başarısızlığı bütün bir ülkenin geride kalmasına ve fırsatları kaçırmasına neden oluyor. Ülkemizin çözülmesi gereken pek çok sorunu mevcut, fakat biz bir takım olamadığımız sürece hepsinin sadece üstü kapatılacak, geçici çözümler ile ötelenecekler. Bu nedenle Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın kamu spotlarından çok daha fazlasını yapması gerek, ancak büyük ihtimalle bakanlık çalışanları da spordan nasibini almamışlardır.