Değişen alışkanlıklar ve opsiyonların çokluğu sayesinde tüketicinin kral olduğu bir dünyada yaşamaya başladık. Yeni dünyanın en büyük özelliği ise geleneksel pazarlama stratejilerinin yararının minimum seviyelere düşmesi ve deneyimin ön plana çıkması.
Global çaptaki markaların son zamanlardaki viral içeriklerini incelediğimizde ‘deneyim’ konusunu daha yakından anlayabiliriz. Örneğin Coca Cola yıllardır tüketiciye aşılamak istediği ‘beni tercih ettiğinizde mutlu olursunuz’ ana fikri üzerine yüzlerce deneyimsel pazarlama taktiği geliştirdi. Mutluluk Kamyonu, Mutluluk Makinesi, Mutluluk Masası bunlardan sadece birkaçı.
httpv://www.youtube.com/watch?v=lqT_dPApj9U
httpv://www.youtube.com/watch?v=Sh2v1XfQ-SE
Peki şirketler deneyimsel pazarlamayı ne derece biliyor ya da kullanıyor?
Econsultancy’nin yaptığı araştırma şirketlerin deneyimsel pazarlamaya bakış açılarını gözler önüne serdi.
Araştırmaya göre işletmelerin %74’ü deneyimsel pazarlamanın satışları arttırmadaki anahtar etmen olduğunu düşünüyor. Aynı zamanda %72’lik bir oran da deneyimsel pazarlamanın artmasının müşteri memnuniyetini arttıracağı görüşünde. Araştırmaya katılanların neredeyse yarısı da (%44) deneyimin artması sonucu olarak marka sadakatinin de artacağını belirtiyor. Diğer istatistikler için aşağıdaki grafiğe göz atabilirsiniz.
Bu sonuçlar bize neyi gösteriyor?
Herşeyden önce içinde bulunduğumuz çağ etkileşimin şimdiye kadarki en yüksek boyutta olduğu bir çağ ve bu etkileşimi iyi yönetebilmenin yolu da deneyimsel pazarlamadan geçiyor. İşletmelerin bu durumdan haberdar olması ve %74’lük bir oranın da deneyimsel pazarlamanın satışları arttıracağını düşünmesi de son derece olumlu bir konu. Ancak bu işletmelerin kaçının bu tür bir stratejiyi uyguladığını bilemiyoruz. Bildiğimiz şey deneyimin geleceğin pazarlama dünyasını şekillendireceği.