Vakti zamanında bir padişah ilginç bir rüya görür. Ertesi sabah yaverlerine haber edip ülkenin en iyi rüya yorumcusunu sarayına getirtir ve kendisine rüyayı anlatır.
Rüyayı padişahtan dinleyen rüya tabircisi, biraz düşündükten sonra padişaha şu yanıtı verir:
“Padişahım, tüm yakınlarınız ölecek ve yalnız kalacaksınız.”
Bu yanıt padişahın hiç hoşuna gitmez ve yaverlerinden bu kişinin kellesinin derhal alınmasını ve yeni bir rüya tabircisinin bulunmasını ister. Yaverler padişahın emrine uyar ve rüya tabircisini öldürdükten sonra yenisini padişahın önüne getirirler.
Yeni tabirci de padişahın rüyasını dinler ve diğer tabirci ile aynı şekilde düşünür. Ancak padişaha verdiği yanıt şu şekildedir:
“Padişahım, yakınlarınız arasındaki en uzun ömürlü kişi siz olacaksınız!”
Bu cümleyi duyan padişah, çok sevinir ve tabirciyi ağırlığınca altınla ödüllendirerek salıverir.
Aynı hikaye, aynı sonuç ama farklı sunum...
İki rüya tabircisi de aynı yorumu yapmasına rağmen birisi sunumu sayesinde ağırlığınca altınla ödüllendirilirken diğeri ise ölüme mahkum edilebiliyor. Aslına bakarsanız pazarlama tam da bu!
Pazarlamanın tek cümleyle özetlenebilen çok basit bir kuralı var: “İnsanlara, duymak istediklerini söyleyin.” Hakikaten de bu yöntemi denediğinizde ürününüzü ya da hizmetinizi daha iyi tutundurabilirsiniz. Yeter ki insanların bardağın boş tarafı yerine dolu tarafına bakmalarını sağlayın.