Network'e Güvenemiyoruz!

Network Marketing, doğrudan satışın geliştirilmiş bir türü olarak adlandırılabilir. Kısaca bir mal veya hizmetin, tüketicilerle yüz yüze olmak üzere bir satışçı tarafından anlatılarak tanıtıldığı  satış yöntemidir. İş alanları genelde evler, işyerleri ve perakende satış noktası sayılamayacak yerler olarak kabul edilebilir.

Google da “network marketing” kelimesini arama yapan ülke istatistiklerinde Türkiye ilk 10 arasında yer almıyor. Yüzdelik payı ise 31′lerde. Peki Türkiye şuan bu sektörün neresinde dersiniz?

Türkiye de network sistemlerine yıllardır ön yargıyla bakılıyor, 1995 de dünyada yayılmaya başlayan ve Avrupa’da kısa sürede saygın bir yer alan Network Marketing sistemi Türkiye’de özellikle 90’lı yılların sonunda saadet zinciri olarak ortaya çıkan Titancılar ile bu sektöre çok ciddi bir darbe indirilmiş ve halkın Network Marketing ile ortaya çıkan her şirkete saadet zinciri gözüyle bakmasına sebep olmuştur. Öyle ki, gelişen e ticaret sektörü ve ülkemizde sayısı hızla artmaya devam eden Network Marketing şirketleri dahi bu sektörü halk tabanında itibarlı bir yere taşımaya yetmemiştir.

İşin olumlu ve hoş görünen yönü elbette var. Nitekim doğru süreçle birlikte, onbinlerce insana, iş ve kazanç olanağı sağlayarak, bu kişilerin eksik istihdamlarını önleyerek önemli bir değer sağlayabileceği, bireylere son derece düşük maliyetle ve kolaylıkla kendi işlerini başlatabilme olanağını sunabileceği gibi ihtimaller yok değil.

 

20100222_yeni-bir-saadet-zinciri-mi_k

Fakat öte yandan ‘Titan’ veya ‘Quest.net’ gibi, gazetelerde dolandırıcılık haberleriyle gündemde olan kuruluşların da varlığı gözardı edilemez.

Network marketing sisteminin Türkiye’de elde edebileceği bu denli ciroya rağmen hala sorunlu ve güvenilir olmayan bir sitem gibi görünmesinin temel sebebi nedir peki sizce? Bence en başında, Türkiye’de bu sistemi bilen ciddi liderlerin yetişmemesi, Network’ un bir alan olarak kabul edilmemesidir. Elbette tamamı demek oldukça yanlış. Fakat Türkiye de mevcut networkçuların %50’den fazlası çalıştıkları sistemi dahi çok net anlamda bilmyor. Alt kademelerindeki distribütörleri ise siz düşünün.

Bir diğer hata ise, Türkiye’de Network Marketing ve Piramit Organizasyon yapısının karıştırılmasıdır. Piramit sistemlerde ürün satışı yoktur. Ama sistemi bilenler yasal boşluklarda faydalanmak amacıyla genellikle göstermelik ürün satışları yaparak piyasada çalışırlar. Sıradan, her yerde satılan, kalite garantisi içermeyen ürünler satarlar. Böyle sıradan niteliksiz ürün satan hiçbir firma network firması olamaz.Eğer Network Marketing sistemin hiyerarşisine benzer bir hiyerarşi içinde çalışıyorlarsa kesinlikle uzak durulmalıdır.İnsanlar bu şirketlere karşı uyarılmalı ve yasal denetim makamlarına bildirilmelidir.Sakız,çorap gibi ürünler satan bir şirketin Network Marketing şablonunu kullanmasının arkasında kötü bir amaç vardır.Bunlar doğrudan satış işi içine gizlenmiş Titan yapılardır.Network Marketing işinde ürün satmak esastır. Hem de bu ürünlerin nitelikli ve kaliteli olma zorunluluğu vardır. Bu sistemde satılan tüm ürünlerin uluslararası kalite standartlarına uygun olması gerekir.

Piramit organizasyonlarda ilk katılma maliyetleri ve gelir dağılım oranları yüksektir. Çünkü işin davamı garanti olmadığından ilk katılanlardan yüksek gelir elde etmek için yüksek paylar alırlar. Piramit organizasyonlarda genellikle alttakiler yukarıdakileri gelir ve kariyer olarak geçemezler. İlk girenler para kazanmaya devam ederler ama sonradan girenler genellikle saha elemanı olarak çalıştırılırlar ve ilk girenlerin değirmenine su taşıtırlar. Sonradan girenlerden enerjisi bitenler gider ve yenileri, yenileri, hep yenileri devreye sokularak sömürü devam eder.

Titan-Zinciri

İşte bu noktada iki yapı arasında yaratılan, ya da yaratılmaya çalışılan karmaşa, Türkiye’de Network sektörünün en önemli baltalayıcılarından biri oldu yıllardır. Elbette eskisine nazaran bir ılımlaşma var diyebiliriz ama, Türkiye’de bu sektörün tamamen iç rahatlığıyla sürdürülmesi oldukça zaman alacaktır. Gerçi tamamen iç rahatlığıyla sürdürülme dediğim olayın da yapılması bambaşka yönlerden eski örnekli facialara dönüşün de göstergesi olabilir benim ülkemde ama, söylenebilecek çok fazla söz yok sanıyorum bu konuyla ilgili. Ne fırsatları kaçıralım, ne de dolandırıcılık haberlerine konu olalım isteriz elbette toplumca.

 

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir