• Pazarlamasyon TV
  • Etkinlikler
  • Trend Raporları
  • Akademi
  • Kariyer
  • Prime
Created with Sketch.
  • Marketing Meetup
  • MarTech Awards
  • The Hammers Awards
  • Tech Brands 2020
Prime'a Giriş Yap Prime'a Kayıt Ol
  • Pazarlamasyon TV
  • Prime’ı Keşfet
  • Akademi
  • Kariyer
  • Trend Raporları
  • İlan Ver
facebook twitter linkedin whatsapp mail

Müşteri Deneyimi Yönetiminin 7 Ölümcül Günahı

Ercan Kalit / 04 Mayıs 2018
facebook twitter
  • “Eğer sorun fiyat ya da ürünle değil de hizmetle alakalıysa, bir müşteri rakibinizden satın almaya 4 kat daha fazla eğilimlidir.”
  • “Tüketicilerin % 89’u kötü müşteri hizmetleri ile karşılaştıklarında o şirketle iş yapmayı bıraktı.”
  • “Müşteri koruma oranlarını % 5 artırmak, karlılığı % 25’ten % 95’e yükseltebilir.”
  • İlgili yazı; Mükemmel Müşteri Deneyiminin Ardındaki Gerçekler

“Müşteri Deneyimi ” (CX:Customer Experience ) kavramının popülaritesi arttıkça, müşteri deneyimi yolculuğunun birbiriyle zorunlu ilişkide olan adımlarının gözardı edildiği uygulamalara ve söylemlere şahit oluyoruz.

“Müşteri Hizmetleri” ya da “Müşteri İlişkileri” yerine daha havalı ya da popüler olduğu için “Müşteri Deneyimi” sözcüklerini koymak bizleri deneyim ekonomisinin bir oyuncusu yapmayacaktır.

Birincisi siz “müşteri deneyimi” olgusunu gündeminize alsanız da almasanız da her gün müşterilerinize bir deneyimi yaşatıyorsunuz. Bu deneyim Hayal kırıklığı yaratan bir deneyim de olabilir, Sıradan bir deneyim ya da Hayranlık uyandıran bir deneyim de.

Önemli olan ise “iyiyi umut etmek” değil bu deneyimi tasarlayan ve de sürdürebilir şekilde yöneten bir şirket olmaktır.

İkinci husus ise müşteri deneyiminin şirketin bütün faaliyetlerinin sonucu oluştuğudur. Pazarlama söylemlerinizde ya da kurumsal iletişiminizde “mış gibi” yaparak deneyim oyuncusu olamayız. Müşteriyle temas eden (ki yeni yaklaşımla fiziksel bir teması olmasa da bu tüm departmanlar demek) tüm birimlerin deneyimin inşasında rol aldığını unutmamalıyız.

Hayranlık uyandıran bir müşteri deneyimi tasarlamak, sunmak ve bu süreci ustalıkla yönetmek için aşağıdaki 7 kritik hatadan sakınmanız gerekiyor.

7adimvision

1-Temel Amaç ve Değerlerin Belirsizliği

Bir şirketin temel amacı kısaca varlık nedeni olarak tanımlanabilir. Müşterilerin dünyasında ne anlam ifade ettiğiniz, ne yaptığınızdan çok bunu neden yaptığınızla ilgilidir. Temel değerleriniz ise faaliyetlerinizde tüm şirkete yön veren rehber ilkelerdir.

Temel Amaç ve Temel Değerlerin bileşiminden oluşan Çekirdek İdeolojinin belirsizliği iki şekilde kendini gösterebilir. Birincisi ve en kötüsü şirketin tepe yönetimi için bile çekirdek ideoloji belirsiz olabilir. İkinci görünümü ise tepe yönetimin sahip olduğuna inandığı çekirdek ideolojinin şirketin bütün birimlerince bilinmemesi ya da sahiplenilmemesidir.

Bu hatanın tespiti için samimiyetle şirketin kendisine şunları sorması gerekir: Şirket olarak neyi neden yapıyorsunuz? Faaliyetlerinizde tüm şirkete yön veren temel değerleriniz neler ve bu değerler sadece duvarları mı süslüyor yoksa çalışanlarınızın gönlüne mi yazılı? Çalışanlarınız hangi idealin parçası olduğunu, neye hizmet ettiklerini biliyorlar ve bu ideali sizinle paylaşıyorlar mı?

(Çekirdek ideolojinin müşteri deneyimi yönetimindeki kilit rolü hakkında daha detaylı bir bakış için: musteri-deneyimi-yonetimi-nasil-yonetilmelidir)

2-Sistemi İçerden Dışarıya Doğru Kurgulamak

İçeriden dışarı paradigması kısaca, tüm iş süreçlerini odağa şirketin kendisini alarak dizayn etmektir. İş dünyası yıllarca bu paradigmaya göre iş dizaynları yapmıştır. İş süreçleri şirket içi kuralların “olması gerekenlerine” göre dizayn edilip daha sonra da müşterilerin bu süreçlere adapte olmalarını bekledik hatta bazen zorladık.

Müşterilerle yüz yüze gelen ön cephe çalışanlarının yanlış dizayn edilmiş iş süreçleri yüzünden yaşadıkları sıkıntıları ise işlerinin olağan bir parçası olarak gördük. Yetmediğinde de sürecin olağan bir yan çıktısı olarak kabul ettiğimiz müşteri memnuniyetsizliklerini ve şikayetlerini yönetmek için de ayrı birimler oluşturduk.

Müşteri deneyimi yönetimi bu paradigmanın tersine çevrilmesini temel bir ilke olarak kabul eder. Deneyim dünyasında işler dışarıdan içeriye doğru kurgulanır. İş tasarım sürecinin odağında “Müşteri” vardır. Yola müşterinin dünyasından, onun arzu ve beklentilerinden çıkılır.

Bu paradigmayı hayata geçirmek için öncelikle müşterinin dünyasını çok yakından tanımamız ve faaliyetlerinize müşterinin gözünden bakabilmeniz gerekir. Müşterinin beklentileri ile şirket politikalarının uyumlulaştırılması ise oldukça ustalık isteyen zorlu bir süreçtir.

Kuşkusuz deneyim sahnesinin de sınırları ve kırmızı çizgileri vardır ancak unutulmamalıdır ki müşterilerin büyük çoğunluğu sağduyulu şirket kurallarına saygı gösterecektir.

engeller

3-Yavaş ve Zorlaştırıcı İş Süreçleri

İçeriden Dışarı paradigmasının doğal çıktılarından birisi kabaca şirket içi bürokrasi diyebileceğimiz bir yapının zamanla yerleşmesidir. Sistem tasarımına kafa yormak istemeyen şirketler genelde her yaşanılan kritik olay sonrası sürece bir kural daha ekleyerek müşterinin karşısına yeni bir bariyer daha koyarlar.

Bazen de müşterilerin hayatlarını zorlaştıran kuralların arkasında başka bir departmanın istekleri çıkar. Müşterilerin %1’nin yaşadığı bir durumdan hareketle koyulan mantıklı kurallarla geri kalan %99’nun hayatını zorlaştırdıklarını fark etmezler ya da umursamazlar.

Müşteri 3.0‘ın şirketlerden beklentileri tartışmasız şekilde hız ve hayatlarını kolaylaştırmasıdır. (Müşteri 3.0’ın dünyasını anlamak için bakınız). Yavaş işleyen ve müşterilerin hayatlarını zorlaştıran iş süreçleri hayal kırıklığı yaratan bir deneyim yaratmakta oldukça hızlıdır.

Yanlış tasarlanmış iş süreçleri, her gün o süreçlerin içinde müşterilerine hizmet sunan çalışanların deneyimini de olumsuz etkileyecektir. Müşterilerle sık sık karşı karşıya gelecekler, gerçekten inanmadıkları bir süreci savunmak zorunda kalacaklardır.

Bunun müşterilerde yaratacağı hayal kırıklığı kadar çalışanlarda yaratacağı mutsuzluk ve iş tatminsizliğini de göz önüne almalıyız.

4-Birbirinden Kopuk Temas Noktaları

Temas noktaları müşterinizin şirketinizle temas ettiği tüm noktalardır. Bir mağaza için mağaza vitrini, mağaza içi görseller, kapıdaki güvenlik, satış danışmanları, kabin görevlileri, kasa vb. müşterinin temas ettiği tüm noktalar. Temas noktalarının bazıları müşterinin yaşayacağı deneyim üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Bu türden temas noktalarına Kritik temas noktaları diyoruz.

Deneyimin bütünselliği gereği tüm temas noktalarının hedeflenen deneyime katkı sağlaması gerekir. Bunun içinse öncelikle yukarıda bahsettiğimiz çekirdek ideolojiden hareketle “deneyimin ana temasının” belirlenmiş olması gerekir.

Şirket olarak müşterilerimize nasıl bir deneyim yaşatmayı hedefliyoruz? sorusunun cevabı “iyi bir deneyim olsun” değildir.

Markayla özdeşleşecek ve sizi rakiplerinizden ayırt edecek ve müşterinin fark edebileceği bir deneyim temasının belirlenmesi gerekir. (örneğin Apple için bu tema “hayatları zenginleştirmektir”).

Belirlenen temanın tüm temas noktalarında yaşatılması adeta tüm şirketin deneyim sahnesinde tek bir oyunu sergilemesi gibidir. Bu oyunda her çalışanın bir rolü vardır. Bazısı baş roldedir bazısı figüran olabilir ama oyunun hayranlık uyandırması için figüranın bile rolünü en iyi şekilde sergilemesi gerekir.

Yaygın olarak Silolaşma olarak adlandırılan bu kopukluk, birimlerin odağında müşterilerin olmamasından kaynaklıdır. “Müşteri” tüm şirketi tek bir odakta toplayacak olan yegane unsurdur çünkü tüm şirketin varolma nedenine hayat veren temel unsur müşteridir.

DuyguBeyin

5-Duyguların Gücünü Hafife Almak

“Homo Economics” mitini bilenler bilir, insanın rasyonel bir varlık olduğu ve her daim aklıyla çıkarlarını maksimize edecek şekilde seçimler yaptığına dair görüş. Uzun yıllar iktisada ve oradan hareketle iş dünyasına özellikle de satış ve pazarlama dünyasına uzun yıllar egemen olan bir görüştür. Ürün özelliklerinin ve faydalarının hem reklamlarda hem de satış söylemlerinde baş tacı edilmesi bu görüşün bir uzantısıdır.

Beyin üzerine bilgilerimiz arttıkça ve nöro-ekonomi denilen bir disiplinin ortaya koyduğu sayısız çalışmayla artık biliyoruz ki insanın seçimlerinde duygusal beyin diye adlandırdığımız orta beyin bölgesinin de ciddi etkileri var. Hatta tamamen kontrolümüz dışında olan ve sürüngen beyin dediğimiz alt beyin bölgemiz bile sürece sıklıkla dahil olabiliyor.

Rasyonel insanı tahtından indirip yerine duygusal insanın geçirilmesi hatta daha da ileri giderek “beyindeki satın alma düğmesinin keşfedildiği” aşırılığını/bilim dışılığını bir kenara koyarsak, deneyim dünyası için önemli olan seçimlerin ve yaşanılan deneyimin sadece bilişsel olmayıp duygusal bir boyutunun da olduğunu bilmektir.

Duyguların önemini pazarlamacılar hızla kavradılar ve duygu temalı reklamları bolca seyreder olduk. Ancak şirketlerle temas ettiğimiz diğer noktalarda aynı duygunun yaşatılmadığını sıklıkla gözlemliyoruz. Oysa müşterilerinize yaşattığınız deneyimin gerçek sahnesi reklamlarınız değildir.

Reklamlar sahneleyeceğiniz deneyimin bir tanıtımı gibidir. Birçok şirket ve marka için durum maalesef etkileyici fragmanlar sonrası seyredilen sıkıcı filmlere benziyor.

6-Çalışanları Gözardı Etmek

Çalışan deneyimi ile müşteri deneyimi adeta bir elmanın iki yarısı gibidir. Bu konuyu detaylı şekilde daha önceki bir yazımızda ele almıştık.

Çalışanların mutlu olmadığı bir şirketin hayranlık uyandıran bir deneyim yaşatması (uzun vadede) neredeyse olanaksızdır.

Deneyim ekonomisinin öncü şirketlerinin  tamamında çalışan deneyimi müşteri deneyimi kadar önemseniyor ve aynı ilkelerle ele alınıyor. Müşterilerinde hayranlık uyandırmak kadar çalışanlarında da hayranlık uyandırmanın yollarını arıyorlar.

Çalışanları gözardı etmek müşteri deneyiminin 7 ölümcül günahından en tehlikeli olanıdır. Çünkü insan etkileşiminin deneyim üzerinde belirleyici gücü çok yüksektir. Bir oyun düşünün harika bir senaryo yazılmış, sahne mükemmel şekilde dekore edilmiş ama sahnedeki oyuncuların isteksiz ve mutsuz şekilde kötü bir oyunculuk sergilediklerini hayal edin.

Kötü haber şu ki, sosyoekonomik koşulların yarattığı işini kaybetme korkusu ile yaratılan korku ve kontrol kültürü oyuncuların her gün o sahneye çıkmalarını sağlayacaktır ancak gözlerinde içten bir gülümseme ve gönüllerinde samimi bir coşkuyla hayranlık uyandıran bir oyun sahnelemeye yetmeyecektir.

Hayranlık uyandıran bir deneyim için öncelikle şirketiniz için doğru insanları işe almalı daha sonra bu insanları yeteneklerine göre sürekli eğitmeli ve sizinle çekirdek ideolojinizi paylaşacak ve tutkuyla çalışmalarına devam edecek bir çalışan deneyimini sunmalısınız.

kibir

7-Müşterinin Dünyasına Yabancılaşmak

Daha yolun başında müşterinin dünyasına yabancı olan şirketler için söyleyecek pek bir sözümüz yok. En iyi ihtimalle sıradan bir deneyim yaratıp zamanla da onların yakın gelecekte yok olup gideceklerini söylememiz yeterli olacaktır. Burada daha çok ele almak istediğimiz müşteri deneyimi yönetimini ciddiye alan, yola doğru ilkelerle çıkan ama zamanla müşterinin dünyasına yabancılaşan şirketler.

Müşterilerin sesini her daim ama her daim duymak ve duyduğumuz sesin gerçekten ne dediğini doğru yorumlayıp anlamak ve gerekli ise sunduğumuz deneyimi buna göre yeniden tasarlamamız gerekir.

Müşterilerin seslerini artık bir çok farklı kanaldan duyabiliyoruz. Doğrudan şirketlere ya da sosyal medya ile milyonlara seslerini duyurabiliyorlar. Bu kanal çeşitliliği ve bilginin hızla yayılması şirketlerin müşterilerin sesini doğru hızda duymasını, anlamlandırmasını ve gerekli aksiyonları almasını oldukça zorlaştırmaktadır. Bazen şirketler kendi iç sistemlerinde durumu fark edip anlayıp doğru tepkiyi verinceye kadar çoktan iş işten geçmiş olabiliyor.

Sıklıkla görülen bir diğer yabancılaşma türü de büyümenin getirdiği yabancılaşmadır. Müşterilerine yaşattığı mükemmel deneyimlerle hızla büyümeye başlayan bazı şirketlerin odağını büyüyen operasyonlara kaydırması ya da hazırlıksız yakalanıp mecburen operasyon girdabının içine çekilmesini gözlemliyoruz.

Müşterilerin kalbinde yer edinmelerini nelerin sağladığını unutup, baştaki müşteri odaklılıklarını kaybedip, büyümelerinin ana motorunu kapatıp, serbest uçuşa geçiyorlar.  Ulaştıkları yükseklik bir süre daha havada kalmalarını sağlasa da kaçınılmaz son elbet karşılarına çıkmaktadır. İrtifa kaybetmeye başladıkları zaman ya suçu ekonomiye ya piyasa şartlarına ya da rakiplerin fiyatlarına atacaklardır.

Müşterinin dünyasına yabancılaşmanın bir diğer türü de “büyümenin yan etkilerinden olan kibir” yüzünden yaşanan yabancılaşmadır. Genel merkezlerdeki çok yüksek katlardaki ofislerinde sahadan ve müşterilerinden uzaklaşmış ve dünyayı sadece verilerle yorumlayan tepe yönetimden başlayan bu kibir dalga dalga ön cephe çalışanlara kadar bulaşacaktır.

Müşterinin sesini duymak ve anlayıp aksiyona dönüştürmek  sürdürülebilir bir hayranlık deneyimi için çok kritiktir. Hem deneyimin sürdürülmesi hem mevcut deneyimin müşteri görüşleriyle zenginleştirilmesi hem de müşterilerde sarsılmaz ve derin bir bağlılık yaratmanın en önemli adımlarından biridir.

NOT: Yazının sahibi Ercan Kalit’i hürmetle anıyoruz.

Yandex ve Huawei’den İş Birliği
Yandex ve Huawei’den İş Birliği

Yandex ile Huawei, özel bir iş birliğine imza attı. Yeni dönemde Huawei Mobil Servislerine (HMS) sahip cihazların Huawei internet tarayıcısında ve ana ekranda yer alan arama çubuğunda varsayılan arama motoru […]

comment 0
share
Etiketler
müşteri deneyimi müşteri memnuniyeti Müşteri Sadakati

Reader Interactions

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zoom, Dünyanın En Büyük 7 Hava Yolu Şirketinden Daha Değerli

Serdar Altan / 18 Mayıs 2020
facebook twitter
Zoom, Dünyanın En Büyük 7 Hava Yolu Şirketinden Daha Değerli

Zoom, insanların salgın döneminde en çok kullandıkları uygulamalardan biri konumunda. Tabii bu durum, şirketin piyasa değerinin hızlı bir şekilde artmasını sağladı. Visual Capitalist'in paylaştığı habere göre, 15 Mayıs 2020 itibarıyla Zoom’un piyasa değeri, -geçen yıl sadece 623 milyon dolar gelir elde etmesine rağmen- 48,8 milyar dolara yükseldi.

Peki, Zoom'u rakiplerinden ayıran ve onun iş dünyasının çoğunluğu tarafından tercih edilmesini sağlayan şey nedir? Sektör analistleri, kullanımı kolay arayüzü, kullanıcı deneyimi ve aynı anda 100 katılımcıyı destekleme yeteneği nedeniyle insanların Zoom'u tercih ettiğini söylüyorlar.

Bununla birlikte şirket CEO'su Eric Yuan'ın K-12 okullarının platformu ücretsiz olarak kullanabilmelerini sağlamak için ekstra adımlar atmasından sonra, uygulama online eğitim tarafında da fazlasıyla kullanılmaya başlandı.

Hava Yolu Sektörünün Çöküşü

Zoom vb. uygulamaların bu yükselişine karşın, seyahat kısıtlamaları ve karantina uygulamaları nedeniyle hava yolu şirketlerinin faaliyetleri neredeyse durma noktasına geldi. Bu durum, pek çok hava yolu şirketinin iflas tehlikesiyle karşı karşıya gelmesine neden oldu.

Bu süreçte pek çok hava yolu şirketi, seyahat kapasitesini azalttı ve giderlerini azaltmak için çalışanlarını işten çıkardı. Ayrıca hava yolu sektörünün ne zaman eski günlerine geri döneceği belirsiz olduğu için Warren Buffet gibi sabırlı yatırımcılar bile hava yolu şirketlerinin hisselerine yatırım yapmadılar.

Hava Yolu ŞirketiPiyasa Değeri - 31 Ocak 2020
(Milyar Dolar)
Piyasa Değeri - 15 Mayıs 2020
(Milyar Dolar)
Southwest Airlines28,4414,04
Delta35,6812,3
United18,795,867
IAG14,764,111
Lufthansa7,463,873
American11,493,886
Air France4,6812,137
Toplam Piyasa Değeri121,30146,214

YCharts verilerine göre, gelir açısından dünyanın en büyük yedi hava yolu şirketinin toplam değeri, ocak ayının sonundan bu yana %62 oranında azaldı. Bu verilere baktığımızda, bir başka dikkat çeken detay ise şu anda Zoom'un piyasa değerinin, dünyanın en büyük yedi hava yolu şirketinin toplam piyasa değerinden daha yüksek olmasıydı.

IKEA, Oyuncakları Test Etmesi İçin 4-12 Yaşlarında Bir CPO İşe Alacak
IKEA, Oyuncakları Test Etmesi İçin 4-12 Yaşlarında Bir CPO İşe Alacak

IKEA Londra, yeni oyuncakları test etmesi için bir “Chief Play Officer” (Baş Oyun Yöneticisi) işe almayı planlıyor. İsveçli mobilya üreticisi, bu pozisyon için 4-12 yaşları arasındaki bir çocuğu işe almak […]

comment 0
share
Etiketler
müşteri deneyimi müşteri memnuniyeti Müşteri Sadakati

Uzaktan Çalışan Sayısı 10 Kat Arttı

Pazarlamasyon / 11 Aralık 2020
facebook twitter
Uzaktan Çalışan Sayısı 10 Kat Arttı

Corona virüs salgınının iş hayatına etkileri sürüyor, dünya genelinde yeniden artan vaka sayıları ise uzaktan çalışma modelinin bir süre daha devam edeceğini gösteriyor. Dünya Ekonomik Forumu - Değişimin Öncüleri Zirvesi’nde açıklanan verileri inceleyen Olmadık Ofis; pandemi öncesi, 2020’nin ilk aylarında, %5’i bile bulmayan uzaktan çalışan oranının artan vaka sayılarıyla bugün ABD’de ve Avrupa’da %50’yi, Türkiye’de ise %20’yi aştığını açıkladı.

https://pazarlamasyon.com/uzaktan-calisanlar-icin-cruise-gemileri-birer-ofise-donustu/

Olmadık Ofis Kurucusu A. Seçkin Canan, konuya ilişkin olarak şu şekilde bir değerlendirmede bulundu:

“Pandemi, çalışanları fiziki ofislerden ve kurumsal iş hayatından giderek uzaklaştırıyor. Evden çalışma, trend olmaktan çıkıp normalleşiyor. Özellikle yeni ticari iş fırsatlarını değerlendiren girişimcilerin sayısı hızla artıyor. Durum böyle olunca ofis dediğimiz şey sanal bir hale bürünüyor. Fiziki ofisler terk edilirken uzaktan çalışmaya elverişli, özellikle girişimciler için maliyet avantajı gibi önemli fırsatlar sunan sanal ofis gibi yeni ofis modellerinin kullanımı hızla artıyor.”

https://pazarlamasyon.com/uzaktan-calisma-artik-her-sirketin-sunmasi-gereken-bir-imkan/

Pandemi Döneminde Sanal Ofislere Talep %60 Arttı

COVID-19 pandemisiyle birlikte sanal ofislere ciddi bir talep artışı yaşandığını aktaran A. Seçkin Canan şunları ifade etti:

“Özellikle İstanbul gibi büyükşehirlerde maliyetler işverenler için giderek zorlayıcı bir hal alıyor. Yeni iş kurmak isteyen girişimciler ofis maliyeti yerine sanal ofisleri tercih ederek en ekonomik çözüme ulaşıyor. Maliyet tasarrufunun önem kazandığı pandemi döneminde İstanbul’daki sanal ofis adresimize olan talep %60 oranında arttı.

Girişimciler, İstanbul’da merkezi bir konumda ayda 5 bin liralardan başlayan kiraların yanı sıra elektrik, su, doğal gaz gibi pek çok sabit ve değişken giderlerle mücadele etmek yerine tüm ihtiyaçlarını Olmadık Ofis’in sanal ofis hizmeti ile ayda 100 TL’ye karşılayabiliyor. Böylece yasal bir adrese ve faturalı-stopajsız ofis kullanımını mümkün kılan bir sanal ofise sahip oluyor. Pandeminin de etkisiyle sanal ofislerin 2021 itibarıyla daha ciddi bir ivme kazanacağını söyleyebiliriz.”

https://pazarlamasyon.com/microsoft-ceosu-evden-calisma-duzeninin-surdurulebilir-olmadigini-dusunuyor/

Uzaktan Çalışanlar, Ofiste Çalışanlara Göre Ayda 1,5 Gün Daha Fazla Çalışıyor

Dünya Ekonomik Forumu, pandemiyle birlikte çalışanların uzaktan çalışmanın kolaylığını keşfettiğine değiniyor. Öyle ki, uyku süreleri uzayan çalışanların fiziki ofislerine oranla %17 daha verimli oldukları belirtiliyor. Uzaktan çalışanların artan verimlilik sayesinde fiziki ofislerde çalışanlara göre ayda 1,5 gün yılda ise ortalama 17 gün daha fazla çalıştıkları aktarılıyor. Öte yandan evden çalışanların daha az hasta oldukları da belirtiliyor.

https://pazarlamasyon.com/estonya-uzaktan-calisanlar-icin-dijital-gocebe-vizesi-cikariyor/

İşveren, Çalışan Başına 35 Bin TL Maliyet Avantajı Sağlıyor

Mekan bağımsız çalışmanın en önemli avantajının işverene ve çalışana ofisten çalışmanın maliyetlerini azalttığını söyleyen Seçkin Canan, “Fiziki ofisleri terk etme hareketinin kalıcı olması ve sanal ofis gibi alternatif modellere geçilmesi durumunda işverenlerin çalışan başına yılda 20-35 bin lira maliyet tasarrufu sağlayabileceğini gösteriyor. Maliyet avantajı yalnızca işverenler için değil, aynı zamanda çalışanlar için de geçerli. Giyim, ulaşım, yeme-içme gibi masraflardan yılda 17 bin liraya kadar tasarruf edebilen çalışanlar çocuk bakım giderlerini de eklediğiniz de 50 bin liraya varan maliyet avantajı yakalıyor.” dedi.

Yandex ve Huawei’den İş Birliği
Yandex ve Huawei’den İş Birliği

Yandex ile Huawei, özel bir iş birliğine imza attı. Yeni dönemde Huawei Mobil Servislerine (HMS) sahip cihazların Huawei internet tarayıcısında ve ana ekranda yer alan arama çubuğunda varsayılan arama motoru […]

comment 0
share
Etiketler
müşteri deneyimi müşteri memnuniyeti Müşteri Sadakati

Starbucks Japonya, Ortak Çalışma Alanı Olan Bir Kafe Açtı

Serdar Altan / 14 Ağustos 2020
facebook twitter
Starbucks Japonya, Ortak Çalışma Alanı Olan Bir Kafe Açtı

Pek çok insanın Starbucks ve benzeri kafelerde çalışmayı tercih ettiğini biliyoruz. Çünkü bu tarz mekanlar nispeten rahat bir çalışma ortamı sunuyor, ücretsiz Wi-Fi barındırıyor ve insanlar, her an yiyecek-içecek alma imkanına sahip oluyorlar. Starbucks ise Japonya'da açtığı yeni mağazasıyla bu deneyimi bir adım öteye taşıyor.

https://pazarlamasyon.com/starbucks-baristalarinin-isimleri-yanlis-yazmalarini-tiye-aldi/

"Time Out" adlı internet sitesinin paylaştığı habere göre, Starbucks Japonya, içinde kendi ortak ofisi ve bireysel çalışma kabinleri bulunan iki katlı bir kafe açtı. Kafenin ikinci katında, uzaktan çalışanların ve iş insanlarının yalnız çalışabilmeleri ya da kahve eşliğinde toplantı yapabilmeleri için bir ortak çalışma alanı bulunuyor. Birinci kat ise yiyecek ve içeceklerin satın alınabildiği, aşina olduğumuz Starbucks konseptine sahip.

Kafedeki bu ortak çalışma alanı, medya şirketi Think Lab ile ortaklaşa meydana getirildi. Ortak çalışma alanında bulunan özel kabinler, Think Lab tarafından yönetiliyor ve bu kabinlerin 15 dakikalık kullanımı 300 Japon yeni (2,8 dolar) olarak ücretlendiriliyor. Ortak ofis alanının kullanımı için ise müşterilerden herhangi bir ücret talep edilmiyor. Bunların yanı sıra bu kafe, Starbucks mobil sipariş sisteminin yanı sıra nakitsiz ödemeleri de destekliyor.

Uzaktan çalışmanın konuşulduğu şu günlerde, şirketler ve çalışanlar "uzaktan çalışma" konseptini daha fazla benimsedikçe, önümüzdeki dönemde bu tarz kafe ve ortak çalışma alanını bir araya getiren hibrit mekanların popüler hale geldiğini görebiliriz.

Evden Verimli Bir Şekilde Çalışmak İçin Uygulayabileceğiniz 3 Basit Öneri
Evden Verimli Bir Şekilde Çalışmak İçin Uygulayabileceğiniz 3 Basit Öneri

Corona virüsünün daha fazla yayılmaması için insanların birbirleri ile temaslarını azaltmak adına pek çok şirket çalışanlarını eve yolladı. Ancak evden çalışmak sanıldığı kadar kolay olmayabilir. Uyku süremizin uzaması, yolda geçen […]

comment 0
share
Etiketler
müşteri deneyimi müşteri memnuniyeti Müşteri Sadakati
Bültenimize Kaydolun
Prime Dünyasını Keşfet
Üye ol, Ayrıcalıklardan Yararlan
KEŞFET
Size haftada 2 kez en değerli gelişmeleri ücretsiz göndermek istiyoruz.
Haftalık bültenimize ücretsiz üye olun.

pazarlamasyon

Dijital nesile sunduğu kaliteli içerikler sayesinde sektörün en çok okunan online kaynağı olan Pazarlamasyon, pazarlamanın tüm bileşenleri, iş dünyası ve dijital dönüşüm konularında özgün ve fayda odaklı içerikler sunuyor.

facebook twitter instagram linked-in
  • Prime’ı Keşfet
  • İletişim
  • Hakkında
Ücretsiz Abonelik
  • Pazarlamasyon TV
  • Prime’ı Keşfet
  • Akademi
  • Kariyer
  • Marketing Meetup
  • Prime Üye Girişi
Created with Sketch.
×

Prime Giriş

Şifremi Unuttum

Şifreni mi unuttun?
| Giriş’e geri dön