Marka Algısını Yönetebilmek - Aldi Örneği

Algılar siyasi kararlarımızdan ürün tercihlerimize kadar hayatın her alanında karşımıza çıkan önemli bir etken. Tüketiciler karar verme süreçlerinde çoğu kez bilerek yada bilmeyerek en son  kararı algılarına güvenerek verirler. Karar verme sürecinde bu kadar önemli bir etken olan algılar kuşkusuz markalar içinde vazgeçilmez bir öneme sahip. Bu süreç o kadar önemli ki, sadece tüketici satın alma  sürecindeki yorumlarımızı değil, satış önceki ve sonrası bütün yorum ve davranışlarımızı da etkiliyor.

picture-3

Markalar da insanlar gibi kişilik özelliklerine sahiptir. Örneğin Pepsi canlı, genç, neşeliyken Coca-Cola aile odaklı, içten ve özgün bir marka kişiliğine sahip. Bu marka kişiliği markanın bütün iletişimini etkileyebilen önemli bir etken. Bu yüzden bir marka için marka kişiliğini tüketiciye tam olarak yansıtabilmek, bu algıyı yaratabilmek hayati bir önem taşır. Markanın sahip olduğu (yada sahip olduğunu düşündüğü) marka kişiliği tüketicinin algıladığı marka imajıyla uyuşmuyorsa marka için ciddi bir sorun var demektir. Marka bu süreci yönetemez ve tüketici nezdinde olumsuz bir algıya sahip olursa maddi ve manevi anlamda zarar görecektir. Bu yüzden markalar tüketicinin kendileri hakkında algılarını araştırma ve anketlerle iyi belirlemeli ve çıkan veriler doğrultusunda iletişim çalışmaları yapmalıdır.Yapılan bu iletişim çalışmalarında başarıya ulaşmak için geleneksel mecraların kullanılmasının yanında çalışanları ve paydaşları da içine alan 360 derecelik bütünleşik bir iletişim gerekmektedir. Ayrıca markalarda algı yönetimi için önemli olan bazı seçenekleri şöyle sıralayabiliriz: Hedef Kitlenin Kültürü, Değerleri ve Tutumlarını Göz Önünde Bulundurmak, Mesajın Yalın , Anlaşılır ve net  Olması,Görsel öğelerin ön plana çıkarılması . . . 

MK-AT857_ALDI_G_20090112172432

Markalarda algı yönetimi dendiğinde akla gelebilecek en önemli örneklerden biride ünlü alman perakende devi Aldi’dir. Avrupa’nın herhangi bir yerinde bir Aldi mağazasına girdiğinizde dikkatinizi çeken ilk şey mağaza düzeni ve kasiyer kıyafetlerinin çok sade ve gösterişsiz olduğudur. Bu kadar büyük bir perakende devinin neden göze hoş gelen, gösterişli bir görünümü tercih etmeyip böyle bir strateji izlediğini araştırdığınızda karşımıza çok ilginç bir gerçek çıkar. Aldi yaptığı bir araştırmada Avrupalı  tüketicinin “mağaza içerinde var olan lüksün fiyatlara yansıdığı” düşüncesine sahip olduğunu gördü. Bu yüzden Aldi bütün mağaza ve personelini gösterişten uzak sade bir tarzda sundu. Bu politikayla, tüketici Aldi’nin ucuzluk politikasının ürünlerin kalitesinden değil benimsediği “tutumlu olma” felsefesinden kaynaklandığına inandı. Kısaca Aldi başarılı algı yönetimiyle ‘kaliteyi en uygun fiyata sunma’ vaadini tüketicinin beynine kazıdı.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir