Kurumsal Şirketler Narköy'de Yeni Çağın Terimi "Ekonovasyon" ile Tanışıyor

Organik pazarlar, “sürdürülebilirlik” kavramının birçok şirketin sözlüğüne girmesi, LOHAS - Lifestyles of Health and Sustainability gibi yeni terimler, sosyal sorumluluk yarışına girmiş dev şirketler… Dünyanın kaynaklarını adeta sömürürken bu kadar “kazanmanın” aslında kaybetmek olduğunu fark etmeye başlayan insanların rotayı daha temiz bir geleceğe çevirmek için faaliyete geçirdikleri birçok kavramdan sadece bazıları. “Daha karlı” olmayı finansal gelir artışı ile tanımlayan bir ekonomik sistemde onlarca yıl geçirmiş insanoğlu, gerçek karın teknolojik ve ekonomik gelişimin yanı sıra uzun vadeli bedensel ve ruhsal sağlıkla elde edildiğini, dünyanın gittiği yerin aslında kendisinin de destinasyonu olduğunu anlamaya başlıyor. İşte bu noktada, Nar Eğitim ve Danışmanlık kurucusu Ozan Kuşcu’nun hayatımıza kattığı ve “ekonovasyon” olarak adlandırdığı yeni bir terim hayatımıza giriyor.

“Smart” Olmayan SMART Hedefler Yerine Ekonovasyon

Ekonovasyon; ekolojik-ekonomik-inovasyon kavramlarını bir araya getiren ve gerçek, devamlılığı olacak başarının ölçümlenebilmesi için finansal verilerden çok daha fazlasına bakılması gerektiğini savunan bir terim. Yıllardır işletme okullarının giriş derslerini himayesi altına almış SMART hedefler kavramının artık o kadar da “smart” olmadığını iddia ediyor. Zira dünyanın kaynaklarının hiç bitmeyeceğini ve insanların para kazandıkları sürece başka şeyler talep etmeyeceklerini varsayan bu hedefler, insanlarda uyanmaya başlamış çevresel farkındalığı da bir gün üzerinden para kazanacak hammaddeler elde edemeyecek olma ihtimallerini de göz önüne almayan yetersiz hedefler olarak kalıyor.

Uzun Vadeli Gerçek Fayda Kazanmak...

Peki, bu yeni kavramı hayatımıza uygulamak ne demek? İlk olarak sürekli sonuca odaklanmamızı öğütleyen eski moda bakış açısını geride bırakıp sürece odaklanmak, bunun için de bir işe başlamadan önce değerleri ve prensipleri belirlemekdemek. Enerji sektöründe başarılı olma sonucuna ulaşmak için dünya petrol rezervlerini sınırsızca kullanan ve bu yolda ekosisteme verdikleri zararı umursamayan onlarca enerji şirketi, bugün imajlarını korumak için milyon dolarlık sosyal sorumluluk projeleri yapsalar da insanları samimiyetlerine ikna edemiyorlar ve temiz enerjiye olan talep hızla artıyor. Oysa ekosistemi de kendi finanslar karları kadar korunması gereken bir değer olarak görüp son yıllarda yöneldikleri temiz enerji sistemlerine 50 yıl önce yönelmiş olsalar, hem kendileri hem de dünyamız ve insanlar için “daha karlı” bir iş modeli oluşturmuş olurlardı.

Daha tek bir çivisi bile çakılmadan ekonovasyonu işletmesinin temellerine koymuş bir girişim aradığımızda ise Nar Eğitim ve Danışmanlık’ın girişimi Narköy karşımıza çıkıyor. Ekosisteme zarar vermeme prensibinden vazgeçmeden tasarlanan Narköy; organik tarım yapan bir çiftlik, ekolojik bir otel ve deneyimsel öğrenme sağlayan bir eğitim merkezi. Narköy’de toprağın doğal dengesine zarar vermemek adına yapılar, çelik konstrüksiyonlar üzerine kurulmuş ve yağmur suları arıtılarak duşlar için ve buradan gelen suda yine arıtılarak organik tarım arazisini sulamak için kullanıyor. Ozan Kuşcu, bazı misafirlerin havuz talebi olsa da, tonlarca suyu boşa harcamadan ve klorla kirletmeden bir havuz yapma yöntemi bulunana kadar bu fikirle ilgilenmediğini, bunun yerine üstü güneş panelleriyle kaplanacak bir açık otopark fikri için kaynak ayırmayı düşündüğünü söylüyor. Tüm tesisin teknolojik inovasyonların sunduğu arıtma ve temiz enerji sistemleri ile donatılmış olmasının yanı sıra Narköy’ün neredeyse tüm gıdasal ihtiyaçları organik tarım arazilerinden ve bünyesinde yer alan çiftlikten temin ediliyor. Bu sayede sürdürülebilir bir iş modeli ortaya konuluyor.

Narköy’den Pazarlama Dünyasına Dersler

70’li yıllarda fonksiyonelliğe, 80’li yıllarda duygusal argümanlara odaklanan pazarlamanın, 2000’li yıllarla birlikte geldiği nokta ise deneyim yönetimi. Bunu kalıcı kılmanın yolu ise çok yönlü hedefler ve sürdürülebilir/arkasında durulabilir bir yaklaşım sergilemek. Kurumsal hayatın bize çizdiği 21. yüzyıl profilinden çok uzak bir gelecek hayali kurmuş olan Narköy ailesi, başka bir yaşam şeklinin mümkün olduğunu misafirlerine de hissettiriyor. Yarattığı çok yönlü ve istikrarlı konsept ile Narköy’ü deneyimlemiş herkesi kendisine bağlayarak deneyim yönetiminin güzel bir örneğini sergiliyor ve aslında pazarlama departmanlarının esas amacını, değerlerini ve ekosistemi koruyarak gerçekleştiriyor. Yeni bir işe, bir projeye başlarken sadece ne almak istediğini değil, hangi prensiplerinden vazgeçemeyeceğini ve bu vazgeçilmez prensipler için hangi bedelleri ödemeye hazır olduğunu söyleyebilecek bir pazarlama bakış açısının, her daim kazanan olacağını gözler önüne seriyor.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir