Küre'self'leşen Tüketici

Sürdürülebilirlik, tüketicilerin kalplerinde dakikada yaklaşık 60-80 defa kasılma yapan bir gerçek... İlkel dönemlere  bakıldığında insanların avcılık güdüsünün bugünde daha modern bir platformda özüne sadık kalarak devam ettiğini görürüz . Ancak ilkel insanın, hanımının istediklerini almak için elinde sopasıyla yola koyulup zihnin derinliklerinde yankılanan iki kilo süt, bir kilo et, üç ekmek gibi söylemlerinin üzerine tüm ağırlığıyla çöken yepyeni bir tüketim kültürü ve avcı teknikleri bugün benliğimizdeki gururu ipotek altına almaktadır.

Alışveriş, akşam kürkçü dükkanına, yani evine dönmektedir, ama küreseldir, çünkü dünyanın ona sundukları karşısında mest olur ve sizi kaptığı gibi bu atmosferin içine atar. ‘’ Bir şeyim, ama neyim?’’ diye sormanıza fırsat bulamadan ömre bedel kararınızı bir saniyede vermek zorunda kalırsınız. Pazarlama dünyasının sesini dinler ve dili size en yakın olan kültüre cevap verirsiniz. Markalar kulağınıza şu cümleleri fısıldar : ‘’ Karar ver.’’, ‘’Beni kullandığında keyif alırsan ya da keyfin kaçarsa haber ver.‘’ İşte bu an , tüketiciler ile küresel dünyanın ve markaların birbirlerine geri bildirimde bulundukları, statik yapıyla hiçbir işi olmayan duygusal bir dönüşüm yolculuğunun  yenilik içselliğinden de kaçmayarak kalite kontrol testine döküldüğü andır.

consumer

Günümüz dünyasında Adidas spor ayakkabısı ya da Aber Crombie&Fitch’in ayakkabılarıyla topu tekmelemek arasında geçen o ince  haz duygusu tüketicinin markaların çok ötesinde bir şeyleri keşfettiğinin  habercisidir. Tüketiciler küresel dünyaya inat, metalaşma ya da jenerik  olma yolunda giden ürünleri enselerinden tuttukları gibi uçurumun dibine atmaktadırlar. Tüketici yediği kurabiyelerin mükemmelen bilincindedir artık. ‘’Dikkat Ekonomisi’’ de içinde barındırdığı kablosuz ağlar, televizyon kanalları ve görsel medya dinamikleriyle tüketicinin bu davranışını desteklemiştir. Bilginin sınırları aştığı yolculukta çok bilmişin eline aldığı makasla duygularınızı  kesmesine izin verilmemektedir.

Kıt kaynaklara inat duygunun kaynağı sınırsızdır bu bütünüyle benliğinizi saran bir aşktır. Aşkın karşı konulmaz doğası güveni bir kez yakaladı mı sizi bir daha bırakmaz ve akabinde hiçbir nedeni olmayan bir sadakate boyun eğer. ‘’ Nedensiz sadakat’’olarak adlandırılan bu duygu, sarıp sarmaladığı tüketiciyi ürkütmeden ona güven penceresinden el sallar.

Basit bir örneğe indirgemek gerekirse, evinize on dakika mesafede olan baharatçı dükkanı, kapılarını size açtığında, içerisindeki insanlarla ortak bir şeyler paylaşmanıza ve içinizden bir şeyler akmasına neden oluyorsa nedensiz sadakatin ardından  nedensiz alışverişi de avucunuzun içine koyuyor demektir. Bu  örnek küresel ile yerelin birbirlerine karşı şeffaf olmalarının, tüketim trendi içinde önemli bir yer edinmesinin ön koşulları gibidir.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir