IKEA’dan Eksik Bir Katalog

IKEA’nın katalogları genellikle bütün dünyada aynıdır ve aynı zamanlarda yayımlanır ancak bu yıl IKEA Danimarka bir değişiklik yaparak katalog basmadı. Bu durumda yeni ürünleri duyurmak için farklı bir yol izlemesi gerekiyordu.
Bundan böyle kataloğu dijitalleştirecek olan IKEA, Danimarkalı yaratıcı ajans Hjaltelin Stahl ile çalışarak kataloğu artık basmadığını yaratıcı bir şekilde duyurdu. “Kayıp Koleksiyon” ismini verdiği kampanya aracılığı ile IKEA’nın yeni dijital kataloğunun duyurusunu otobüs duraklarına yerleştirdi.

“Kataloğumuz çevrimiçi ortama taşındı. Tüm yeni ürünleri ikea.dk‘da bulun!” yazan bu ilanlarda IKEA’nın yeni koleksiyonundaki parçalar yalnızca bir silüet olarak gözüküyor. Bu sayede basılı bir katalog da artık olmadığı için koleksiyona yeni eklenen parçaları merak edenlerin dijital kataloğa ulaşarak kendilerinin bulması gerekiyor.

50 yıldır her sene aralıksız basılan IKEA Danimarka’nın kataloğunun baskıdan çevrimiçi durumuna geçmesi, Danimarkalı tüketici davranışlarına uyum sağlama umuduyla dijitalleşme planının bir parçası.
RTÜK ‘Genel Ahlak’ Problemi Gördüğü Dondurma Reklamlarına Müdahale Edecek

RTÜK İzleme ve Değerlendirme Daire Başkan Yardımcısı Murat Ellialtı‘nın yaptığı açıklamaya göre RTÜK dondurma reklamlarında genel bir ahlak problemi olduğunu düşünüyor ve bu konuya müdahale etmeye hazırlanıyor. Hürriyet’te yer alan […]
Reader Interactions
Bir cevap yazın Cevabı iptal et
Neden Fast Food Restoranları, Daha Çok Kırmızı Rengi Kullanıyorlar?

- Winnipeg Üniversitesi'nin yaptığı araştırmaya göre, kırmızı renginin "iştahı uyarma" etkisi bulunuyor.
- Bu araştırma, kırmızının insanları çeken güçlü bir renk olduğunu ortaya koyuyor.
- Ayrıca kırmızının, başlangıçta planlanandan daha fazla para harcanmasına neden olabilen dürtüselliği teşvik ettiği biliniyor.
- İlgili Yazı: Markalar İçin Renk Psikolojisini Rekabet Avantajı Olarak Kullanmanın 4 Yolu
Farketmişsinizdir; Burger King, McDonald’s, KFC, Carl’s Jr., Wendy’s gibi pek çok büyük fast food restoran zincirinin ana renkleri kırmızıdır. Tahmin edebileceğiniz üzere, bu durum bir tesadüften ibaret değil. Bu renk tercihi, tamamen bilimsel verilere dayanıyor.
Design Taxi'nin paylaştığı habere göre, Kanada'da bulunan Winnipeg Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada araştırmacılar, insanların ilk etkileşimden sonraki 90 saniye içinde bireyler ve ürünler hakkında anında bir izlenim edinebildiklerini keşfettiler. Ve bu izlenimin son derece büyük bir kısmı (%62 ila %90 arasındaki bir kısmı), yalnızca renkler sayesinde meydana geliyor. Bu bakımdan bir mağazanın vitrininde tercih edilen renk de özellikle önemlidir, çünkü kısmen de olsa potansiyel müşterilerin mağazaya girip girmeme kararını etkileyebilir.
İşin fast food restoranlarını ilgilendiren kısmına gelecek olursak, Winnipeg Üniversitesi'nin yaptığı araştırmaya göre, kırmızı renginin "iştahı uyarma" etkisi de bulunuyor. Bunun yanı sıra kırmızı, egemenliğin rengidir, ki bu da Burger King, McDonald's ve KFC'nin ana rengi mor olan Taco Bell'den daha popüler fast food restoran zincirleri olmalarının sebeplerinden biri olabilir.
Bunların yanı sıra bu araştırma, kırmızının insanları çeken güçlü bir renk olduğunu da ortaya koydu. Aynı zamanda kırmızının, başlangıçta planlanandan daha fazla para harcanmasına neden olabilen dürtüselliği teşvik ettiği biliniyor. Ayrıca kırmızı, acelecilik ve bir ihtiyacı karşılama ile ilgili olan bir duyguyu tetikler ve böyle bir durumda, kararsız kalmak yerine hemen fast food satın alabilirsiniz.
Bir E-ticaret Sitesi Black Friday’de Umduğunu Bulamadıysa Sebebi Ne Olabilir?

Öncelikle yazımıza Black Friday’de harıl harıl çalışan tüm dijital pazarlamacıları tebrik ederek başlamak istiyoruz. Yılın bu en hareketli döneminde eminiz herkes genel performansının da üstüne çıkarak taktire şayan bir efor […]
Ekonomik Daralmanın Tüketiciye Yansımaları

Türkiye, 2010'lu yıllara girerken küresel ticaret gücünü artırma potansiyeli olan ülkeler arasında bulunuyordu. Avrupa Birliği müzakerelerinin tutarlı seyri, dış yatırımcı için önemli bir veriydi. Aynı zamanda ABD'nin 2008 krizinden çıkmak için Amerikan Dolarını fazladan bastırarak küresel ticareti artırmak istemesi de ülkemiz için önemli bir kaynak oluşturuyordu.

Bu kaynak, ülkemiz de dahil olmak üzere dünyanın birçok ülkesine aktarıldı. Bu iki gelişme ülkemize yaklaşık 20 milyar USD'lık bir yatırım getirdi. 2010'lu yılların sonuna yaklaştığımızda ise 2019 ve 2020 yıllarında Türkiye ekonomisinin daralacağı ve ekonomik büyümenin -%2, -%3 civarında olacağı öngörülüyor.
Arkadaş görüşmelerinde "Zamanında Güney Kore ile aynı ekonomik seviyedeydik. Şimdi onlar uçtu, gitti." şeklindeki tespitlerin başlangıç noktasında 2010'lu yılların başı bulunuyor. Ülkemiz, ithalata dayalı büyüme modelini benimseyip, üretimini azaltınca mevcut durumu oluşturan süreci başlatmış oldu. GSMH, 10.000 USD civarında tıkandı ve "orta gelir tuzağı" adı verilen konuma yakalanmış olarak değerlendiriliyoruz. Ekonomi dışı alanlarda yaşanan gelişmeler ise ayrı bir yazının konusu olacak nitelikte.

Ülkemizin Ekonomik Büyümesi Durdu ve Geriliyor
Ekonomik büyümenin durması ve sonrasında gerileyeceğinin öngörülmesi ile birlikte dış yatırım çekme gücünde daralma oluştu. Bunun yanı sıra çapraz döviz kurlarında oldukça dalgalı seyreden bir dönemi yaşıyoruz. Son 2 yılda Euro ve USD kurunda radikal değişimler yaşandı. Böylece ürün ithal etmek zorlaştı. İthal edilen ürün fiyatlarının liste fiyatları sürekli artarken tüketici gelirinin aynı oranda artmaması sonucu ise satın alma gücü düştü.
Üretim maliyetleri artarken mevcut maliyet artışı, tüketicinin satın alma gücünün düşmesi nedeniyle fiyatlara yansıtılamaz hale geldi. Aynı zamanda işsizlik de artmaya başladı ve ülkemiz "stagflasyon" dönemine girdi. Türk tüketicisi artık yeni sezon veya "sıfır ürün" almaktan ziyade ikinci kalite veya "az kullanılmış" ürünleri alarak ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor.
Dolap, Zebramo, Letgo, Sahibinden vb. mobil uygulamalar üzerinde önemli bir ekonomi oluşurken, tüketicinin satın alma alışkanlığında da radikal değişimlerin yaşanmasının önü açıldı. Yiyecek-içecek ihtiyacı dışındaki diğer ihtiyaçları karşılayabilmek için tüketiciler bu uygulamaları daha fazla kullanmaya başladılar.

Türkiye'de ve Dünyada "Sahte Ürün" Ticareti Artıyor
Türkiye'de ekonomik daralma ile birlikte orijinal ürün yerine sahte ürünlerin üretilmesinde ve tüketilmesinde artış yaşanıyor. Ülkemiz, başta Çin ve Hong Kong olmak üzere, Birleşik Arap Emirlikleri, Singapur, Tayland ve Hindistan ile birlikte sahte ürünleri en çok üreten ülkeler arasında bulunuyor.
Türkiye ile ilgili tespitlerime geçmeden önce raporu size OECD'nin "sahte ürün ticareti raporunu" kısaca aktarmak istiyorum:

OECD'nin 18 Mart 2019 tarihli raporunda dünyada sahte ürün ticaretinin, tüm küresel ticaretin %3.3'ünü oluşturduğu ve pazarın büyümeye devam ettiği sonucu yayınlandı. 2016 yılında yaklaşık 509 milyar USD değerinde bir pazar oluştuğu belirtiliyor. Ülkelerin kendi içinde oluşan sahte ürün ticareti büyüklüğü ise bu değerin dışında tutulmuş.
OECD raporunda, 2016 yılında üretimi en çok yapılan sahte ürünler ayakkabı, giyim, deri eşya, elektrikli eşya, saat, tıbbi malzeme, parfüm, oyuncak, mücevher ve ilaç olarak tespit edilmiş.

Türkiye, ekonomik olarak oldukça çalkantılı geçecek yıllara doğru gidiyor. Ekonomik göstergeler olumlu seyir göstermezken, aynı zamanda mevcut durumdan nasıl çıkılacağı da belirsizliğini koruyor. Üretim alanında "orijinal ve özgün" ürünlerin üretiminde zorlanıyoruz. İkinci kalite ve sahte ürün üretiminde ise üst sıralarda bulunuyoruz. Tüketim alanında ise ekonomik seyir ve üretim konusunda kısır kalınması tüketici ihtiyaçlarının karşılanmasında ve tüketicinin ürün tercihinde farklı yöntemleri değerlendirmesinde etkili oluyor.
Mantıklı, geçerli ve uygulanabilir yapısal reformların paylaşılması ve gerçekleştirilmesi ümidi ile...
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
Pazarlama ve Teknoloji Dünyasında Şimdiye Dek Yapılmış En Kötü 6 Tahmin

Dönemin ünlü iş adamları ya da pazarlamacıları tarafından söylenmiş bazı sözler var ki söyleyenin ismi duyulduğu anda akıllara bu sözler geliyor. Ancak iyi anlamda değil; kötü anlamda akıllara gelen sözlerden […]
“Reklam Böyle Olur” Dedirten 14 Yaratıcı Gerilla Pazarlama Örneği

- Pazarlamanın yaratıcı yüzü olarak adlandırabileceğimiz gerilla pazarlama çalışmaları, son derece dikkat çekici olması nedeniyle diğer pazarlama faaliyetlerinden ayrılıyor.
- Bu yazımızda sizlerle Axe, Discovery Channel, National Geographic, Duracell ve Colgate gibi markaların çalışmalarının da yer aldığı 14 yaratıcı gerilla pazarlama örneğini paylaşıyoruz.
- İlgili Yazı: İstanbul'da Yapılırsa Trafiği Kesin Kilitleyecek 15 Gerilla Pazarlama Örneği
Televizyonda, internet ortamında ya da sokakta gördüğümüz neredeyse tüm reklamlar, birçok açıdan birbirlerine benziyorlar. Ve bu da bu reklamların akılda kalıcı olmasının önüne geçiyor. Ancak ülkemizde pek örneğine rastlamadığımız yaratıcı gerilla pazarlama faaliyetleri, bu işlerin aslında nasıl yapılması gerektiğini bizlere çok güzel bir şekilde gösteriyor. WordStream şirketinin derlediği bazı dikkat çekici gerilla pazarlama çalışmalarını aşağıda sizlerle paylaşıyoruz.
Axe

Discovery Channel

Tabut Şeklinde Plaj Havlusu

Swiss Skydive Paraşüt Okulu

İşaretsiz Şehir Haritası

King Kong 3D

Maximum Ride

Mr. Clean

National Geographic

UNICEF

Duracell

Cover Girl

Colgate

Campaing Against Landmines

KFC, Kendini Taklit Eden Rakiplerine Teşekkür Etti

Fast food restoran zinciri KFC, kreatif ajans Mother London ile iş birliği yaparak Birleşik Krallık sokaklarında kendisini taklit eden markaların yer aldığı reklam afişlerine yer verdi. Fast food markası, bu reklam […]