Dünya genelinde yüklü miktarda bir kahve tüketimi var ve kahveden elde edilen organik atığı kullanmak için çok da çaba harcadığımız söylenemez. Ford da bu konuda bir şeyler yapmıyordu ta ki Ford’un malzeme sürdürülebilirliği konusundaki üst düzey teknik lideri Debbie Miewelski bir gün elinde kahve ile laboratuvara yürürken kahve atıklarını sürdürülebilirlik için kullanabileceklerini fark edene kadar...
Debbie Miewelski ekibine bu konuda bir araştırma yapmasını söyledikten sonra ise kahvenin kavrulmasıyla elde edilen saman benzeri bir atığın üzerinde çalışılabilecek iyi bir malzeme olduğu sonucuna varıldı.
Ford kendileri gibi World Wildlife Foundation’ın Bioplastic Feedstock Alliance üyesi olan McDonald's'ın yan ürün olarak kahve servis ediyor olduğunu aklına getirdikten sonra şirkete ortak bir çalışma teklifi ile gitti. McDonald's'ın günde 2.5 milyon fincan kahve servis ediyor. Bu da yüklü miktarda bir organik kahve atığı yığınını meydana getiriyor. Dolayısıyla iki şirket konu ile ilgili birlikte çalışmaya başladılar.
Otomotiv endüstrisindeki ortakların ve tedarikçilerin bir miktar yardımı ile, düşük oksijenli bir ortamda samanı ısıtabileceklerini fark eden ekip, daha sonra güçlü, ısıya dayanıklı bir kompozit oluşturmak için maddeyi plastikle karıştırdı. Bu kompozit, otomobillerin farları için Ford'un daha önce kullandıklarından %20 daha hafif bir malzeme elde edilmesini sağladı.
https://www.youtube.com/watch?v=7bY-ORNSVVY
Ford 10 yılı aşkın bir süredir organik malzemelerle deney yapan bir şirket. Debbie Miewelski ise 20 yıldır şirketin sürdürülebilirlik bölümünde çalışıyor. Sürdürülebilirlik hedefleri için bir süredir otomobillerinde buğday, hindistan cevizi, domates ve diğer bitkilerin atıklar ile de çalışıyorlar.
Dileriz organik atıklar ileride daha fazla şirket tarafından daha çok alanda kullanılır.