E-Ticaret’e Yenilen Walmart 269 Mağazasını Kapatıyor

Dünyanın en büyük süpermarket zincirlerinden biri olan WalMart 269 mağazasını kapatıyor. E-ticaret sektörünün gelişmesiyle birlikte büyümekte zorlanan Walmart geçtiğimiz yıl %30 değer kaybetmişti.
Walmart’ın merkezinden yapılan yazılı açıklamaya göre, düşük performans veya uzun vadeli stratejik planlar çerçevesinde kapatılacak mağazalardan 154’ünün ABD’de, 52’sinin ekonomik krizle boğuşan Porto Riko’da ve geri kalanın Latin Amerika ülkelerinde olduğu belirtildi.
Bu mağazalarda istihdam edilen 16 bin kişinin işine son verileceği bildirilen açıklamada, bazı çalışanların yakın çevredeki diğer Walmart şubelerinde yeniden işe alınabileceği ifade edildi. Bunun mümkün olmadığı yerlerde ise işten çıkarılanlara 2 aylık ek ödeme ve kıdem tazminatı verileceği kaydedildi.
Walmart’ın Üst Düzey Yöneticisi (CEO) Doug McMillon, söz konusu kararın kolay alınmadığını belirterek, “Mağazalarımızı kapatmak hiçbir zaman için kolay bir karar değil ancak şirketi güçlü kılmak ve geleceğe hazırlamak için gerekliydi” ifadelerini kullandı.
McMillon, şirketin gelecek yıl dünya genelinde 300’e yakın yeni mağaza açacağını da duyurdu. Walmart’ın hisseleri söz konusu açıklamanın ardından yüzde 3’e yakın değer kaybetti.
Kapatılan mağazaların 102’si Walmart’ın ekspres mağazalarından oluşuyor. Bu kararla birlikte Walmart tamamen ekspres market yapısını rafa kaldırmış olmakta. Türkiye’de Migros, Careffour gibi ekspres marketlere yeni yeni yönelmeye başlayan zincirlerin neler yapacağını da zaman içerisinde göreceğiz.
Trafik Sıkışıklığının Ekonomiye Etkisi Nedir?

Büyük şehirlerdeki trafik sıkışıklığı, sadece zaman kaybına değil, aynı zamanda ekonomik bir kayba da neden oluyor. 2013 yılında, ABD’deki trafik sıkışıklığının doğrudan ya da dolaylı olarak neden olduğu maddi kayıp […]
Marketing Meetup Happiness 25 Nisan 2019
Reader Interactions
Comments
Bir cevap yazın Cevabı iptal et
Blockchain İçin Türkiye’de İlk ‘Blok’ Oluşturuldu

Bitcoin ile ortaya çıkan ancak daha sonra farklı bir çığır açan blockchain teknolojisi için bir platform oluşturuldu. Bilişim Vakfı ve Bankalararası Kart Merkezi blockchain’i kurumlara ve üniversitelere açacak.
Blockchain teknolojisinin Türkiye'de yaygınlaşması için ilk 'blok' oluşturuldu. Tarihin en devrimci teknolojilerinden biri olarak gösterilen blockchain'in faydalarının araştırılması ve kullanımının artırılması amacıyla Blockchain Türkiye Platformu (BCTR) kuruldu. Platform, Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) ve Bankalararası Kart Merkezi'nin (BKM) öncülüğünde kuruldu ve herkese açık olacak. Platform, düzenleyeceği eğitimler ve etkinlikler ile bilgilendirici yayınlar ve içeriklerin yanı sıra bilim, sanayi ve teknoloji akademileri, düşünce kuruluşları, üniversiteler, diğer ülke ve birliklerin blockchain platformları ve konsorsiyumlarıyla da önemli işbirliklerine imza atacak. Blockchain teknolojisini kullanmak isteyen her sektörden firmaya açık olacak platformun kısa süre içinde Türkiye'de faaliyet gösteren tüm sektörlere ulaşması bekleniyor.İnsan Kaynağına Katkı
Platformun tanıtım toplantısında konuşan TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı, "Güvenin maliyeti hâlâ çok yüksek. Bugün 500 yılı aşkın süredir kullandığımız, çift yanlı kayıt tutma prensibine, matematiğin de yardımıyla bir üçüncüsünü eklemek üzere yola çıkıyoruz" dedi. BKM Genel Müdürü Soner Canko ise şu değerlendirmelerde bulundu: "Yeniliklerin, teknolojik gelişmelerin, başarılı, verimli ve hızlı entegrasyonu için ekosistem kurmanın önemini şimdiye kadar BKM Express, FinTech Istanbul, TROY gibi çalışmalarımızda deneyimledik. Şimdi de TBV çatısı altında bu platformun bir parçası olmaktan memnunuz."Blockchain ile Her Şey Değişecek
Merkezi yapılar olmaksızın güvenli ve kalıcı veri oluşturulmasını ve saklanmasını sağlayan blockchain teknolojisi ile pek çok bürokratik işlemin yanı sıra ithalatihracat, bankacılık ve sözleşme süreçleri çok daha hızlı olacak. Bağışlar kaynağından alıcısına dek tüm süreçlerde şeffaf şekilde takip edilebilecek, kimlik, sağlık gibi kamu ve özel kayıtlar kolaylıkla kurumlar arasında taşınabilecek ve tüm bu süreçlerde şeffaflık ve mahremiyet eş zamanlı olarak kontrol edilebilecek.Kağıt Paralarıyla Çanta Yapan Ülke: Venezuela

Dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birine sahip olan Güney Amerika ülkesi Venezuela, petrol fiyatlarının düşmesiyle birlikte tarihindeki en büyük ekonomik krizlerden birine sürüklendi ve ülkenin resmi para birimi bolivar iyice […]
Black Friday Çılgınlığının Ardındaki Psikolojik Gerçekler

/2015%2F11%2F05%2F55%2FGettyImages.7e232.jpg)
Etiketler Aslında “Can Acıtıyor”
Chicago’daki DePaul Üniversitesi İşletme departmanında profesör olan tüketici davranışları uzmanı James Mourey’e göre; “İnsanlar alışveriş yaptıklarında ve güzel bir fırsat yakaladıklarında psikolojik olarak doyuma ulaşıyorlar”. Çünkü sevdiğiniz bir şeyi gördüğünüz zaman beyninizin ödül merkezi harekete geçiyor. Öte yandan, aynı araştırmada fahiş fiyatların da beynin acı merkezi insulayı aktive ettiği gözleniyor. Yani; indirim etiketlerine yönelmenizin nedeni tamamen, beyninizin sizin acı çekmenize razı olmaması! Aslında çok basit, merakla beklediğiniz 4K TV’yi ya da uzun zamandır beğendiğiniz çantayı, indirimli etiketlerde gördüğünüz zaman beyninizin ödül merkezini aktive ederek, acı çekmemesi için kasaya ya da sepete yöneliyorsunuz.
Sınırlı Zaman ve Arz Fikri Aciliyet Hissi Yaratıyor
Ekonomik kıtlık ilkesine göre; fırsatlar sınırlı oldukça daha cazip hale gelirler. İndirimleri belli zaman sınırları içerisinde gerçekleştirmek, insan psikolojisinde daha çok arzu edilmelerine yol açıyor. Reklamlarda sıklıkla kullanılan, “stoklarla sınırlıdır” ya da “belli tarihler arasındadır” ibarelerinin amacı tamamen tüketicilerin zihnini satın alma alarmı haline dönüştürmek. İşin garip tarafı, yapılan araştırmalarda tüketicilerin indirimler dolayısıyla manipüle edildiklerinin farkında oldukları, buna rağmen FOMO etkisiyle bu güruha katıldıkları görülüyor.Özel Bir Fırsatı Yakalamak Üstün ya da Onaylanmış Hissettiriyor
Kabul edelim neredeyse hepimiz, sınırlı satışı olan ya da herhangi bir özel koleksiyona ait ürün için sıraya girdiğimizde ya da online sitesinin başında dakika sayarak, fırsat yakaladığımızda “İşte ben kaptım, sen kapamadın!” diye içimizden geçiriyoruz. Black Friday çılgınlığının ardında da bu rekabet duygusunu tetikleyen herkesin, iyi bir fırsat yakalamak için adeta avına odaklanmış şekilde beklemesi yatıyor. Aslında olay tamamen “Eğer herkes bunun peşindeyse, bu kesinlikle peşinden koşulacak bir şeydir!” mantığındaki sosyal kanıt teorisine dayanıyor. Binlerce yıllık evrim sürecinden geçerken temel dürtülerimizi, tamamen törpülediğimizi düşünmüyordunuz herhalde?Fırsata İlişkin Ön Tanıtımlar- İştahı Artırıyor
Markalar Black Friday gelmeden birkaç hafta öncesinde, tüketicilerin zihninde indirim hakkında beklenti oluşturuyor. Örneğin; hedef kitleye gönderilen e-postalarla indirim haberi veriliyor ancak fırsat hakkında net bilgiye erişmeleri erteleniyor. Pazarlamacıların en çok kullandıkları bu taktiğin ardında, “o an fırsatın ne olduğunu söylersek, dışarıdaki binlerce indirim haberinden hiçbir farkımız kalmaz” argümanı yatıyor. Aslında daha küçük perakendecilerin, Black Friday fırsatlarını daha önce yaymalarının nedeni de büyük işletmelerin arasında kaybolmadan öncelikli olarak zihinlerde sıyrılmak.
Kalabalıklardan Hoşlanmayanlar İçin Online Alışveriş
Sevdiğiniz ürünü satın almak için mücadele etmeniz gereken bu ateşli ortamlardan ve kalabalıklardan hoşlanmıyorsanız online alışveriş, imdadınıza yetişiyor. İlla, kaos ortamında öfkeli bir güruha katılmanıza gerek yok. İnternet sayesinde Perşembe akşamı ya da Cuma günü, elinizde kahvenizle konforunuzdan ödün vermeden Black Friday fırsatlarını kovalamanız mümkün.Fırsatı Önceden Planlamak Agresifleştiriyor
Televizyonlarda ya da İnternet videolarında gördüğümüz birbirini ezen izdiham yığınlarının ardında, fırsat için önceden büyük beklentiler yaratmak yer alıyor olabilir. Profesör Mourey’e göre; “Çok istenilen o ürünü satın almak, beyinde görev bilinci yaratıyor. Kortizol ve stres seviyesi yükselen bireyler, amaçlarına ulaşmak için yollarına çıkan her şeye karşı daha hassas ve duyarlı hale geliyorlar”. Yani aslında dışarıdan bakıldığında, bu denli gözü dönmüş görünen kalabalığın ardında ve aklında tamamen görevini tamamlamak yer alıyor! Dünyada her geçen gün artan tüketim çılgınlığının en büyük dominatörlerinden Black Friday, “ya sev ya terk et” şeklinde tüketicileri ikiye ayırıyor. Bir kısım uzun kasa kuyruklarında beyninin ödül merkezini uyarmakla meşgulken diğerleri onların bu denli gözünün dönmesine anlam vermeye çalışıyorlar. İndirimlerden önceki tüm bu bildirim gürültülerinin arasında, markaların zihinlerimizde yarattığı daha güzel, daha mutlu, daha eğlenceli, daha popüler vs. tüm “daha” algılarından arınarak, gerçekten durup bir dakika düşünün. Gerçekten mutluluğunuz, beş yıl sonra satın aldığınızı bile hatırlamayacağınız bir eşya kadar ucuz mu? Şimdi bu Cuma için, karar sizin!Çin’in Yeni Yatırım Üssü: Türkiye

Türkiye ve Çin arasındaki ekonomik ilişkilerin yoğunlaştığı bu günlerde Çin’den birçok sektörden firma Türkiye’ye yatırımlarını da yoğunlaştırıyor. Düzenlenen çeşitli toplantılarda Türkiye’nin yatırım imkanları Çinli firmalara tanıtılıyor. Türkiye ve Çin arasındaki […]
Perakendenin Geleceğinde Pop-Up Mağazalar mı var?

- Perakendecilerin bir AVM’de veya bir caddede açtıkları geçici süreli mağazalar ‘pop up mağaza’ olarak adlandırılıyor.
- Avrupa ve Amerika’da çok yaygın olan pop up shop (geçici mağaza) konsepti Türkiye’yi de sardı. Son yıllarda Boyner, Silk & Cashmere, Süvari, Avva gibi markalar AVM’lerde veya popüler caddelerde geçici mağazalar açmaya başladı.
- AVM’de aniden açılan, kısa sürede ya büyüyen ya da yok olan markalar var. Markalar küçük bir mağazayı 3 aylık kiralıyor. Ürünlerine ilgiyi, ciroyu görmek istiyor. Bu üç ayın sonunda satışı başarısız görürse kapatıyor, başarılı olursa mağazayı ve zinciri büyütüyor.


Perakendecinin İmdadına Pop-up Mağazalar Yetişti
İstanbul’da çok büyük çaptaki ve merkezi konumlardaki alışveriş merkezleri dışındaki hiçbir AVM’nin mağaza açılma noktasında eskisi gibi rağbet görmediği bir gerçek. Öyle ki Mango ve Zara gibi pek çok yabancı giyim markasının bir süreliğine Türkiye’de mağaza açmama kararı alması ve dahası, mevcut mağazaları arasında beklentileri karşılayamayanları kapatmayı düşünmesi de bunu gösteriyor. Türkiye’deki iki mağazası da alışveriş merkezi içinde bulunan Debenhams’ın mağazaları kapatıp Türkiye’den çıkması, yakın geçmişte Topshop’un ülkemizden ayrılması, C&A’in kiracısı olduğu mağazaları DeFacto’ya devrederek Türkiye’ye veda etmesi, aslında hep bu alışveriş merkezi şişkinliğinin, ön çalışma yapmadan mağaza açmanın ve alışveriş merkezi yatırımcılarının yükselen döviz kuruna rağmen kiracıların cirosuna göre planlama yapmamasının bir sonucu sanki. [caption id="attachment_61836" align="alignnone" width="800"]


PERAKENDECİLER NEDEN POP UP MAĞAZA AÇIYOR?
1-Yeni bir mağaza açacak perakendeciler doğru lokasyonu test etmek için pop up mağaza açıyor. 2-Stok fazlası olan perakendeciler indirim dönemlerinde açtıkları mağazalarla stok eritme imkanı buluyor. 3-Perakendeci farklı yerlerdeki 'niş' hedef kitlelere ürününü tanıtmak istediğinde pop up mağazalar iyi bir seçim oluyor. 4-Yeni ürününü tanıtmak ve test etmek isteyen bir marka bunu pop up mağaza aracılığıyla yapabiliyor. 5-Anneler Günü gibi özel günlerde ürünlerini daha rahat sergilemek ve dikkat çekmek isteyen perakendeciler pop up mağaza açıyor. 6-Web mağazasının yanı sıra fiziksel bir mağazayla müşteriye dokunmak isteyen online perakendeciler pop up mağazalarla ilk adımı atabiliyor.Bakalım pop-up mağazacılık, ülkemizde geçici bir heves olarak mı kalacak, yoksa sürdürülebilir bir stratejiye mi dönüşecek? Alışveriş merkezi yatırımcılarını daha fazla belirsizliğe sürükleyen bir zorunluluk mu olacak, yoksa varlığını “piyasa şartları gereği çarkların dönmesi adına kaçınılmaz bir çözüm” olarak mı devam ettirecek? Bütün bu soruların cevabını zamanla bulacağız. Fakat mesele şu ki Levent’te; Metrocity, Özdilek Park ve Kanyon gibi büyük çaplı üç alışveriş merkezi bitişik duruyorsa ve hatta üçünde de örneğin birer D&R mağazası varsa, öyleyse hem yatırımcıların hem de perakendecilerin şapkayı öne alıp düşünmesinin zamanı gelmiş demektir.
İthalata Dayalı Ekonomi ve Ürün Boykotu

Yaklaşık 9 günlük bir tatil sürecini geride bıraktık. Tatil öncesi ABD ve Türkiye arasında siyasi gerilim, döviz kurlarındaki hızlı yükseliş gibi birtakım olumsuz olaylar artmaya başlamıştı. Bu yazıda, görebildiğim kadarıyla, […]
İnternet ve Teknolojinin çok hızlı şekilde büyümesi ile bundan sonra da Ofline satış yapan birçok firma kapanacak ve tarihin tozlu sayfalarında yer alacaktır. Bu nedenle ülkemizde de GoldBilgisayar gibi firmalar mağazalarını kapatarak Online olarak satışlarını devam ettirme kararı aldılar.