Disney ve 'Büyülü Mutluluk' Dünyasına Pazarlama Gözüyle Bakış!

Disney, yetişkinlerden sıkılmış bir yetişkinin, bu yetişkin kalabalıktan kaçma isteğiyle çıkmış ortaya.

Çoğu zaman, özellikle de gerçeğe gömülmek zorunda olan topraklarda kısırlaşan hayal gücünü canlandırmak için bile yeterince güçlü olabilmek için çabalamış.

Yani her şeyin başarılı olmasını sağlayan motivasyonlar var bunu biliyoruz.

Pazarlama ve reklam doğdu doğalı kafaları derinden kurcalayan en önemli sorulardan birisi de belki şu: Disney bunca nesile, hiç eski kalmadan nasıl sevdirdi kendini?

Disney bazıları için fazla ‘mutlu’.

Yine de tam olarak tüm gücünü de buradan alıyor. Yani ‘yeryüzündeki en mutlu yer’ olmasından. İnsanların kaçabileceği bir hayal dünyası oluşturmak için en bilinen hikayelerin yeniden yorumlanan sonlarından, en karanlık öykülerin, en renkli uygulamalarına kadar bir çok işin altına imzasını attı.

En önemli ve hiç değişmeye Disney stratejilerinden biri; müşterinin tam olarak beklentisinin ne olduğunu anlamaya çalışmak. Yaratılan bu hayal ve mutluluk dünyasının kendi içindeki kusursuz tutarlılığı, başka hiçbir markanın belki de devam ettirmeye gücünün yetmeyeceği kadar uzun nesillerdir devam ediyor. Kendini yenileyerek, müşteriyi her nesilde anlayarak, test ederek, beklentilerin karşılığını çözmeye çalışarak, misyonunu asla unutmayan bir markanın gücünü kaybetmesi oldukça zor.

Disney müşterilerine verdiği sözleri her zaman tutmasıyla bilinir. En hassas olduğu konu yarattığı beklentiye karşılık vermektir. Disney her zaman mutluluğu ve hayallerinizi devam ettirebilmenizi sağlamak için orada oluyor. Hiçbir zaman bir filmi izlediğinizde ya da eğlence parkına gittiğinizde bununla kalmamanızı sağlıyor. Yani evinize saldığınız bir oyuncak, kupa, anahtarlık, Disney’in her zaman sizin yanınızda olmasını sağlıyor. Disney’i tüketebilmeniz neredeyse imkansız.

disnight_large

Üstelik onun bir müşteri davranışlarını ve alışkanlıklarını sindirmiş usta bir sosyolog olduğunu da unutmamak gerek. Bunun çıktılarını hemen hemen her yerde görüyoruz. Başarısının en temel nedeni bu konuya verdiği önem.

Markanın en eskiye dayanan anlayışlarından birisi ‘kişiselleştirme’, yeni dünya düzeninin olmazsa olmazı olsa da, Disney bu bilgiye her zaman sahipti. Örneğin, otellerinde kalmayı deneyin. Göreceksiniz. Her oda ve aile için, rezervasyon detaylarını içeren kitaplar, kişiye özel olarak, hiç üşenilmeden hayal gücüyle üretiliyor.

Kendini sürekli hatırlatmak, bu kadar kalabalık arasında artık eskisi kadar kolay değil. Ama zaten buna kimin ihtiyacı var ki? Disney, mutlu olmak isteyen her insanın aklına gelmek için çabalıyor. Yani Disney ihtiyacınız olduğunu hissettiğinizde her zaman zihninizdeki pencereyi açıyor. Bunun için daha fazlasına ihtiyaç olmuyor.

Hikaye ise bambaşka bir konu. Hiç bıkmadan, sıkılmadan ortaya çıkan hikayeler, bugünün kitaplarında kocaman başlıklarla yazan ‘pazarlamada hikayenin önemi’ konusunu önceden keşfetmiş olduğunu kanıtlıyor. Disney’in hiçbir ucunda, köşesinde hikayesi olmayan bir şeye rastlayamazsınız. Ne parklarda, ne otelde, ne müziklerde, ne filmlerde, ne de oyuncaklar da veya yemeklerinde.

Disney bir öykü cambazı.

Bu gücünü hiç kaybetmeden koruduğu için de insanlarla iletişim kurması çok daha kolay oluyor. Hikayeler, müşteriyle göz göze gelmenizi sağlar. Disney, müşterisinin gözlerinin içine parlayan gözlerle bakıyor. Her sınıftan, her kesimden insan için bir dil biliyor.

Üstelik aslında birçok konunun savunucusu, çığır açan bir politik.

Kadın karakterlerin lider olduğu, kadınların gücünü bağıran ilk ve en cesur markalardan biri olduğunu gözden kaçıranlar olabilir. En feminist dünyanın sahibi de olduğunu unutmamak gerekiyor. Mutlu olanlar kadınlar olduğu için, güçlü olanların da kadınlar olabildiğini savunan bir marka olduğu için. Hiçbir prenses kırılgan değildir, hiçbir kadın karakter kendi ayakları üzerinde durmaktan kaçınmaz. Prensler, çekindiği prenseslerle karşılaşırlar. Birlikte dünyayı kurtarırlar ve daha nicesi.

Elbette ki politik olduğu tek konu bu değil ancak değinilmesi gereken en önemli nokta; onun ideolojisinin temelini ‘insanlığın’ oluşturduğu.

Disney’in koca bir tez konusu olabilecek kadar ustaca yaptığı pazarlama kuralları var. Birkaç dönemlik ders veya ciltlik kitap olabilir. Yeryüzündeki en mutlu yer, her zaman yeni, merak edilesi, gülümsetici ve özel olmaya devam ediyor.

Onu görüp gülümsemediğiniz bir an olduğunu hiç hatırlıyor musunuz?

Mümkün değil.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir