Covid-19 Sürecini The Others Ajans Başkanı Serdar Keskin ile Konuştuk

Covid-19 salgının tüm sektörleri etkilediği ve hızlıca dönüştürdüğü şu dönemde, markaların iletişim faaliyetlerini tasarlayan ve sürdüren ajanslar ile konuştuğumuz yazı dizimiz kapsamında reklam, halkla ilişkiler ve iletişim ajansları ile, Covid-19 sürecini nasıl nasıl geçirdiklerini ve geleceğe dair ön görülerini konuşuyoruz.

Bu hafta Covid-19 sürecini The Others Ajans Başkanı Serdar Keskin ile konuştuk. Keyifli okumalar.

Cemre Üçhisarlı: Covid-19 süreci ajansınızı nasıl etkiledi?

Serdar keskin: Tüm dünyada olduğu gibi bir anda şok etkisi yarattı.Bizler sadece Çin’de kalacağını sandığımız virüs Avrupa’ya sıçradığı haberlerini aldığımız dönemde ekibimle birlikte önce Paris ardından da Berlin’de toplantılar yaparken ortağım da Meksika ve Kolombiya‘da iş ve tatil seyahatindeydi. Mart başı ülkeye döndüğümüzde henüz ciddi bir durum yoktu ancak sonrasında Almanya’dan gelen haberlerle ajansımızın gündemi değişti. İlgili ekip hızlıca kontrolden geçip evlerde dinlenmeye başladı. 16 Mart itibariyle tüm ekip evden çalışmaya başladık.

İlk hafta neler olduğunu anlamaya çalışmakla geçirsek de sonrasında hem ajansımız hem markalarımız için durumu kavrayıp farklı senaryolar çalışmaya başladık. Planlaması tamamlanmış işlerimizin bir kısmı iptal olurken bir kısmını yeni düzene hızlıca adapte edip hayata geçirmeye başladık. Şanslı olduğumuz konu ise markalarımızla iyi koordine olduk ve birbirimizi destekleyerek sürece hızlıca adapte olduk Hatta öyle ki son bir kaç haftadır oldukça yoğun bir tempoda çalışmaya başladık.

C.Ü: Covid-19 sürecine yönelik yaptığınız iletişim planlarında en çok neye dikkat ediyorsunuz ve planlarınızı genelde nasıl bir tarih aralığına yönelik yapıyorsunuz?

Serdar Keskin: The Others olarak bu dönemde markalarımız için durumu 3 aşamada ele alıyoruz. Birincisi dinlemek. Özellikle hızlıca dijitalleşen dünyada markalarımızın hedef kitlesini çeşitli araçlarla takip ediyoruz. Gündemlerinde bu konuyu nasıl ele aldıklarını anlamaya çalışıyoruz. Çünkü herkeste bu dönem farklı etkiler bıraktı. Ardından ‘Destek’ diye tanımladığımız süreç başlıyor. Bu noktada yine hedef kitlelerin farklı desteklere ihtiyacı oluyor. Kimisi tüylü dostlarıyla nasıl geçirceğini bilmiyor, kimisi de evde sporuna ya da sosyal hayatına nasıl devam edeceğini bilmiyor. Markalarımız için bu döneme ışık tutacak yaklaşımlara yönelik içerikler üretiyoruz.Son olarak da tüketicilerle markalarımızın  ‘Bağ Kurma Deneyimi’ni yeniden tasarlıyoruz. Sadece tek bir mecradan değil bir çok mecradan markalarımızı tüketicilerle en hızlı şekilde buluşturmaya çalışıyoruz. Neredeyse hiç bir markamız için agresif şekilde satış ve pazarlama iletişimi yapmıyoruz.

Ofis düzenine gelirsek de Mayıs ayında ofiste küçük gruplarla haftada bir gün çalışmalar yapıyoruz. Hem oturma düzenini hem de iş akışlarımızın nasıl değişeceğini görmek istiyoruz. Bu hazırlıkları tamamlayıp Haziran ayında yeni düzende çalışmaya başlarız diye düşünüyoruz.

C.Ü: Markaların iletişim çalışmaları ne yönde değişti, sizlerden nasıl bir performans bekliyorlar? Faaliyetlerini tamamen durduran müşteriniz var mı?

Serdar keskin:Değişiklik kesinlikle oldu. Çünkü hepimizin gündemi değişti. Bu sebeple yukarda saydığım 3 aşamada her markanın kendine özgü bir yol haritası çıktı. Zaman zaman marka ve bizim için de yeni hamlelerimiz söz konusu olsa da her adımı ölçerek devam ya da değil kararı alıyoruz. Süreç ilerledikçe biraz daha netleşecek. Faaliyetleri duran markalarımız da var. 2020 yılında Coke Energy markasının deneyimlerini biz yönetiyorduk. Bildiğiniz üzere Coca – Cola önemli bir karara imza atarak bu dönemde tüm ülkelerdeki pazarlama bütçesini süreçe destek olmak amacıyla bağışladı. Onun dışında diğer markalarımız için deneyimler tasarlamaya devam ediyoruz.

C.Ü: Evlerinden çalışanlar iş yüklerinin eskiye göre çok daha fazla arttığını söylüyor, sizde böyle bir durum var mı?

Serdar keskin: Kesinlikle. Çünkü zaman kavramı gerçekliğini kaybetti. Bu belki de bolca sahip olduğumuz şeylerin nasıl da anlamını yitirebileceğini öğretti. Hepimiz evimizin kıymetini aladık. Evlerimizin her bir köşesiyle yeniden tanıştık.Ayrıca bu dönemdeki yaşam şartlarımızla evden çalışma modelini değerlendirmemiz çok gerçekçi olmayabilir. İstersek ‘Alaçatı’dan istersek de bir caféden çalışabildiğimiz ‘Home Office’ modeli ile zorunlu bir şekilde evden çalışmak aynı şey değil.Başlarda hoşumuza gitse de evlerde bu kadar uzun süre kalmak hepimizi zorluyor. Bu dönemde zinde kalmak oldukça kıymetli Bunu sağlamak için tüm ekip olabildiğince sıkı iletişimde kaldık. Birbirimizin hatırını sorduk. Hatta geçtiğimiz haftalarda ekibe küçük bir sürpriz yaparak ofiste her zaman içtiğimiz filtre kahveyi her birinin evine öğüterek gönderdik. Küçük ama hepimizi mutlu eden hatta sonrasında online olsa da bizi bir araya getiren bir bahanemiz oldu. Tabi bu dönemde psikolojik olarak da desteğe ihtiyacımız olduğunu anladık ve bir psikolojik danışmanlık firması ile çalışmaya başladık.  Bu süreç tamamlansa dahi hepimizde farklı izler bırakacaktır. Bunu en hızlı ve doğru şekilde atlatmak için de yine bilimin bize yardımcı olmasını istedik.  

C.Ü: Bundan sonrasında sektörde kalıcı bir değişiklik olacağını düşünüyor musunuz?

Serdar Keskin: Bundan sonrasını ne yazık ki kimse bilmiyor. Ancak kişisel kanaatim dengelerin bu kadar değiştiği bir sürecin sonunda tamamen eski yaşantımıza dönmek pek mümkün değil. Birçok yorumu takip etsek de bana en gerçekçi gelen senaryo Çin’in attığı ve atacağı adımları gözlemlemek. Çin’deki iş insanları ile yapılan değerlendirmede ekonomik olarak rahatlamanın ancak Mayıs sonunda olacağı ve bu dönemden itibaren hedeflerin ve planlamaların asla eskisi gibi kalamayacağı sonucu çıktı. İlk vakanın 17 Kasım da tespit edildiği Çin’in normalleşmesi Mayıs sonunu bulacaksa bizde de bu sürecin karşılığını 6 ay olarak ele almak gerek. Her ne kadar ülkemizde durum kontrol altındaymış gibi görünse de sosyal mesafeyi koruyarak hayatımıza devam edeceğimiz kesinleşti. Bu durumda da  tüm iş ve eğlence alanlarının yeniden tasarlanması gerekecek. Ofislerde, otellerde, ulaşım araçlarında ve etkinliklerde sosyal mesafe kuralalarına göre kapasiteler ortalama %50 seviyelerine düşecek. Bunun neticisinde de operasyonları gerçekleştiren işletmelerin fiyatlarında ciddi bir artış olacak. Eskiden gittiğimiz bir konser ya da kaldığımız bir otelin fiyatının geçmiş dönemlerle aynı kalacağını düşünmüyorum. Mesala otellerdeki check in – out düzeni de değişecek. Odaların sterilize edilme süreleri oldukça uzayacak. Bu da maliyetleri doğal olarak arttıracak.

İş modellerinde de kesinlikle değişiklikler olacaktır. Öncelikle hepimiz bu dönemde ayağımıza kadar gelen ürünlerin konforuna alıştık. Bu alışkanlık aslında bir çok dengesi değiştirecek. Örneğin, perakende sektöründeki markalara ait bir çok mağazanın satış noktasından çok deneyim noktasına dönüşeceği aşikar.  Aynı şekilde dijital de deneyim önem kazanacak. Bu noktada hala dijital deneyim alanlarını yenilememiş ya da geliştirmemiş markalara tavsiyem ellerini çabuk tutsunlar. Çünkü bu dönemde dijitalden alışveriş yapma kasını geliştirmiş tüketicilerin bu noktalarda beklentileri daha da artacaktır. Sakın süreç nasılsa bitiyor diye dijitalleşmede hız kesmeyiniz. Bu konu okulları da yakından ilgilendiriyor. Uzaktan eğitimin %712 arttığı bir ortamda özellikle yeni jenerasyonun ‘zaten evden de öğreniyorduk okula neden gelelim’ motivasyonunu kırmak için okul binalarının dersliklerden başka anlamları ve deneyimleri olmalı.Bunların dışında hızlı tüketilen ürünler için de satın alma anında temasa az geçtiğine inanılan ürünler daha çok tercih edilecek. Bu aşamada otomatların hayatımızda daha çok yer alacağını düşünüyorum. Yine farklı ambalajlama tasarımaları da yakın gelecekte  markaların gündemine girecek. Son olarak  süreçle birlikte  belki de hayatımıza olumlu yansıyacak  tek şeyin de toplantı yapmak için trafik çilesi çekmek gerekmediğidir.

Bu zor ve bilinmez dönemde tüm sektöre kolaylıklar diliyorum. Umarım yine kalabalık ödül balolarında ve konferansların koridorlarında birbirimize sarıldığımız günlere hızlıca döneriz. Sevgiyle kalın, EvdeKalın.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir