Çağımızda hareket her şeydir. Hareket bir kimlik olarak karşımıza çıkmaktadır. Artık ‘’ötekiler ve onlar ‘’ da  yoktur , hareketin kendine has dokusu ve etkileri vardır. Kimlik değişimleri gözle görülmeyen mekanlarda aidiyeti olmayan bir eksende  gerçekleşmektedir. Kazanılan kimlik, yolcusuna başlangıcı ve bitişi bütünleşik olan, formel bir kimliği yapılandırır. Göçmenin üzerinde yürüdüğü yollar üzerine döşenen hat, kökenine ait anılarını arka plana atarak onu kucaklamaya hazır bir şekilde bekleyen uzak diyarların birleşiminden oluşur. Zihnin haritaları küresel pusula ile yönünü bulmaktadır. Bu bileşim, ulusal  dünya ile küresel dünyayı piramit ekseninde çevreler ve onlara ev sahipliği yapar. Piramide entegre olan yerel yolcular ‘’yok mekanın’’ derinliklerindeki yolları katederken,  değişimlere karşı pasif kalanlar daralan mekanların içinde sıkışmaktadır.

Ekranın arayüzleri fiziksel göçe yeni bir kardeş getirmiştir: sanal göçmenlik. Enformasyon çağının dur durak bilmeyen hızı , ruhların bedenlerinden sıyrılarak ekran içinde astral seyahatlere çıkmaları için gerekli olan vizelerini ellerine tutuşturmuştur. İsveç parlamentosu üyesi bir kadın, enformasyon çağını şu cümlelerle nitelendirmiştir: ‘’ Eğer, Karl Marx bugün yaşasaydı Das Kapital’i (Sermaye) değil , Die Information’u (Enformasyon) yazardı. Ekran ile olan yolculuğumuz, 21. yüzyıl dünyasında  doğduğu sihirli kutuyu yaşatarak plazma TV’lere , masa üstü ve diz üstü bilgisayarlara, cep telefonlarına, Android işletim sistemlerine , iPhone'a, tabletlere ve iPod müzik dinleme cihazlarına olan tüm biletlerini kullanmış ve bu yolculuk için gerekli olan tüm eğlenceleri, oyunları ve sosyal ağları da eklemlemiştir.

Ekran dostluğu içinde kabuğuna çekilmek diye bir şey yoktur aksine e-şehirler vardır. Buna verilebilecek en iyi örneklerden biri Times Meydanıdır ve ona olan hayranlık şu cümlelerle özetlenmiştir:’’   İster gece ister gündüz gidin Times Meydanı'ndan daha havalı bir yer bulamazsınız. Başınızı kaldırıp dev ekranlara baktığınızda içiniz gelecek umuduyla dolar. Tüm korkularınıza ve kaygılarınıza karşın hala ilerlemekte olduğunuzu, bizlerden çok uzaktaki insanlarla iletişim kurma ve onları anlama düşümüzü gerçeğe dönüştüreceğimizi anlarsınız. Times Meydanı küçük ve sıcak bir dünyanın sembolüdür.’’

Sınırların anlamını yitirdiği  dünyamızda ekranların yarışında hatrı sayılır devrimi sosyal medya ve sosyal ağlarda yapmıştır. Literatürümüzün dil yelpazesi genişlemiş ve duygular adeta ekranda dile gelmiştir. Komşularımız ekranda açılan sekmelerdir. Kaçımız sosyal ağların geri bildirim sağlamak amacıyla hizmete sunduğu  ‘’like’’ kelimesini buzdolabı etkisi yaratan ‘’ agree’’ yani ‘’katılmak’’ anlamına gelen sözcük ile  değiştirmeyi isterdi ki? Neden ‘’ bağlanıyoruz’’ hiç düşündünüz mü?  Bağlanmak yerine ‘’ bilgiye ulaşılıyor’’ bildirimiyle karşılaşsaydınız bir şey hisseder miydiniz? Hissetmezdiniz sadece boğuk gözlerle ekrana bakardınız.

Günümüzün Manhattan sokakları, Facebook veya Twitter’dır. Hotmail ise virütik pazarlamayı açık ara önde uygulamaktadır. Yahoo bu yarışta ikinci sırada kalmış ve e-postaların bir virüs gibi yayılmasını Hotmail’e bırakmıştır.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir