Çocuklar en zor hedef kitle olarak bilinir. Ya da en kolay. Bu olgu tamamen yaklaşımınıza veya ürününüze bağlı. Bilinmesi gereken tek şey onların var olduklarını kabul etmek. Bir karakteri nasıl sevdirirsiniz ya da bir renkle nasıl dikkat çekersiniz sorularına ise cevap vermek neredeyse zorunludur.
Pazarlamanın temelinde çocuk hedef kitle için ise önemli bir detay var: satın alma kararını yetişkinlerin verdiğini unutmamak. Bu yaklaşıma göre, aslında önünüzde kat edeceğiniz çok yol, etkilemeniz gereken iki temel kanal vard. İlk olarak çocuğun ilgisini çekebilmek ve ürün ya da hizmetinize gerçekten sahip olmayı istemelerini sağlamak, daha sonra ise çocuğun bunu etki gücüne çevirmesini beklemek. Çocuk etkisinin, ailenin satın alma davranışını kolaylaştırdığı gerçeğini de aklınızdan çıkarmamanız gerekiyor.
Çocukların satın alma davranışları üzerine Sandra Calvet’in sözlerine kulak verirsek , onlar en çok oyuncaklarla ve hızlı tüketim malları, şekerli yiyeceklerle büyülendiklerini öğrenebiliriz. Aslında temelde düşünülmesi gereken şey, miniklerin hayal güçlerine hitap etmek. Bu olgu onların gerçekliklerini yakalamaktan daha önemli iken, çok daha zor. Yani tıpkı Einstein’in da bahsettiği gibi, onlara içerik değil, ahenk sunmak zorundasınız. Onlara düzen değil, karmaşa sunmalısınız.
Çocuklar konusunda en zorlayan adımlardan biri ise regülasyonlardır. Çocuklar zordur çünkü etkilenmeye çok açıklardır. Bu etki süreci, her zaman beklediğiniz ve arzuladığınız istikamette olmayabilir. Bunu kontrol etmenin tek yolu, onları doğru anlayabilmek. Bunun içinse bu hedef kitleyle uzunca vakit geçirip, nelere, hangi tepkileri verdiklerini, nasıl düşündüklerini, ürettiklerinin nasıl olduğunu gözlemlemek hayati önem taşır.
Hedef kitle olarak çocukları seçmek, oldukça büyük bir yatırımı da göze almak demek. Geri dönüşü maliyetli olan bu süreçte eğer detaylı ve çok çalışabilirseniz farkındalığı ve sadakati yüksek olan bu hedef kitleyle, uzun süreli bir ilişki içine girebilirsiniz.
Dünyada yılda reklamlar için harcanan milyonlarca doların çok önemli bir kısmında yer alan çocuklar için alışkanlık yaratmak, artık ebeveynleri de ikna etmekle mümkün oluyor. Satın aldırma gücü moto mot çocukta olmasa da, onları etki altına almak olmazsa olmaz bir nokta. Üstelik değişen dünya düzeninde yukarıdaki ürün zincirlerinin dışında da sektörler çocukları artık görmezden gelemiyor. Çünkü araştırmalara göre bazen ailenin hangi arabayı satın alacaklarının kararı bile çocukların enerjisi ile verilebiliyor. Bunun için farklı sektörler de artık, onlara yönelik ürün yerleştirmeleri, showroom tasarım ayrıntıları, reklam dokunuşları düzenlemeye başladı.
Artık dünya o kadar hızlı ve farklı ki, bu var oluşun içinde 3 yaşında eline Ipad geçen çocukların etkisini görmezden gelmemeli, çocukların gücünü daha da fazla ciddiye almalıyız.