AVM'lerin Varlıklarını Sürdürmek İçin Uygulayabilecekleri 4 Temel Model

  • E-ticaretin son yıllardaki hızlı yükselişiyle birlikte alışveriş merkezleri de önemli bir darbe aldı.
  • A.T. Kearney isimli global yönetim danışmanlığı şirketinin yaptığı yeni bir araştırmaya göre, 2030 yılı itibarıyla toplam perakende satışının üçte biri online olarak gerçekleşecek.
  • A.T. Kearney, yarının alışveriş merkezlerinin dört temel modelde başarılı olabileceklerini ifade ediyor.
  • İlgili Yazı: Perakendenin Geleceğinde Pop-up Mağazalar mı Var?


Her geçen gün ülkemizde -özellikle de İstanbul'da- yeni bir alışveriş merkezi açılıyor olsa da, genel olarak e-ticaretin son yıllardaki hızlı yükselişiyle birlikte geleneksel mağazacılığın ciddi bir güç kaybettiği bir gerçek. Bu durumdan dolayı son yıllarda özellikle ABD'de birçok alışveriş merkezi kapandı. Hatta TESK (Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu) Genel Başkanı Bendevi Palandöken'in geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamaya göre, daha şimdiden Türkiye'de de çok sayıda işlevini yitirmiş alışveriş merkezi alanı bulunuyor. Ve geleneksel mağazacılıkta köklü değişiklikler yapılmadığı takdirde, çok sayıda alışveriş merkezinin bulunduğu diğer ülkeler de er ya da geç bu gerçekle yüzleşmek zorunda kalacaklar.

A.T. Kearney isimli global yönetim danışmanlığı şirketinin yaptığı yeni bir araştırmaya göre, 2030 yılı itibarıyla toplam perakende satışının üçte biri online olarak gerçekleşecek. Bu nedenle perakende markalarının, vakit kaybetmeden fiziksel mağazalarını geleceğin müşterilerinin ihtiyaçlarına uygun bir şekilde dönüştürmeleri gerekiyor.

A.T. Kearney şirketi, alışveriş merkezlerinin hızlı ve agresif inovasyon ve müşteri odağı ile birlikte, birer tüketici katılım alanına dönüştürülebileceğini ve yeni ve gelecek nesil müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmış olan bu tüketici katılım alanlarının, çok çeşitli imkanlar sunabileceklerini ifade ediyor. Yarının fiziksel perakende dünyasında sadece tüketici odaklı bir anlayışı benimseyen markaların başarılı olabileceğini belirten yönetim danışmanlığı şirketi, tüketici katılım alanlarının dört temel model halinde var olabileceklerini düşünüyor.

Destinasyon Merkezleri: Büyük Bir Cazibe Merkezi Etrafında Yer Alan Geniş Mekanlar

Bunu geleneksel amiral gemisi mağaza deneyimini üstlenme olarak düşünün. Bir perakendecinin yerine buradaki dayanak noktası belki de kapalı bir kayak pisti, lunapark treni, konser alanı ya da müze gibi sürükleyici bir eğlence sunan, ilgi uyandıran bir sosyal deneyimdir. Bu mekanlar; keşif, eğitim ya da deneyimin, marka deneyiminin temel bileşenler olduğu yerlere ev sahipliği de yapabilir. İspanya'daki Xanadu, Dubai'deki Mall of the Emirates ve ABD'nin New Jersey ve Miami şehirlerinde inşa edilen American Dream Center, günümüzde faaliyet halinde olan bu tarz destinasyon merkezlerinden sadece bazıları.

İnovasyon Merkezleri: Hedeflenmiş Teklifler Oluşturmak İçin Toplanmış Kiracı Verilerinin Kullanıldığı Akıllı Mekanlar

Antropologlar, kültürel psikologlar ve alışveriş merkezi etnografları alandan alana ilerledikçe ve kiracılara gerçek zamanlı geri bildirim sağladıkça sürekli olarak alışveriş yapan kişileri gözlemleyecek, kaydedecek ve analiz edecek. Bu formatta, beta testi bir iş haline dönüşür. Alanın belirli bir yüzdesi, yeni konseptlerde toplanan verileri kullanan test mağazaları için tasarlanmış olabilir. Bunların yanı sıra tüketiciler, yeni teknolojileri test etme, uzmanlara erişme ve yeni ürünlerde indirimler için kişisel alışveriş ve ürün değerlendirme verilerini takas etme fırsatına sahip olacaklar.

Değer Merkezleri: Tüketicilerin Ortak Değerlerinden Kimliklerini ve Kiracılarını Alan Mekanlar

Değer merkezleri bir perakende tabelasına değil, bir fikre dayanır. Hayvan hakları, etnik kimlik ya da topluluk kimliği gibi politik ya da bir spor takımı gibi olabilir ve tüm kiracılar buna bağlı bir deneyim sağlayabilir. Dinamik pop-up lokasyonları ve sanal ya da grup showroom'ları, yerel tüccarların dönen bir temelde tekliflerini sergilemelerine imkan tanıyabilir ve yerel zanaatkar ve tasarımcılara müşterilerle etkileşim kurma, ortak ürünler tasarlama ve ürünleri gerçek zamanlı olarak üretme imkanı sağlayabilir. Bugün bu modelin uluslararası örnekleri arasında Çin'deki Büyük Gıda Hali, Portland'daki Meyve-Sebze Hali, Hollanda'daki Markthal ve Eataly yer alıyor.

Belirli Demografikleri Hedefleyen Yaşam Tarzı Merkezleri

Bu tarz perakende mekanları genç şehir hipster'ları ya da emekliler gibi belirli bir tüketici segmentini hedefler. Bu fazlasıyla düzenlenmiş yaşam tarzı merkezleri, ilerleyen zamanlarda insanlara demografiğe özgü ve uygun bir perakende, restoran, eğlence ve hizmet grubu sunacak. Örneğin yaşlı odaklı alışveriş merkezlerinde, üst düzey konutlar; medikal servisler, eczaneler, egzersiz tesisleri, yaşa özgü yasa konusunda uzmanlaşmış avukatlar ve emlak planlaması konusunda uzman muhasebeciler ve topluluk odaları tarafından desteklenecektir. Japonya'da Aeon Co. gibi geliştiriciler, modern ve yaşlanan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak için alışveriş merkezlerinin bir kısmını buna uygun hale getiriyorlar.

Kariyer
Sosyal Medyayı Kadınlar mı, Erkekler mi Daha Etkin Kullanıyor?

Geçtiğimiz günlerde onuncu yılını tamamlayan Facebook’un  bugün 1,23 milyar aylık aktif kullanıcısı mevcut. Dünya çapında 37 ofis ve 6 binden fazla da [...]

Bunlar İlginizi Çekebilir