Feminist teori, cinsiyetçiliği toplumsal bir egemenlik biçimi olarak değerlendirir ve “toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin” doğasını anlamayı amaçlayarak, varsa eğer bu sisteme karşı mücadele etmeyi benimser.
Pazarlama dünyasındaki feminist yaklaşımların artışını farkedenleriniz vardır herhalde. Feminist pazarlama, cinsiyet farklılığı yerine tüketimde bilişsel gelişim ve sosyalleşmeyi hedef alıyor aslında. Bunu sağlayamayan süreçler, feminist pazarlama çerçevesi etrafında yok olmak zorunda bile kalabiliyor bazen. Yani diğer bir deyişle, feminizmin.
Günümüzde erkek tüketiciyi yönlendiren davranış IQ sayesinde iken (rasyonel), çoğu kez kadın tüketiciyi yönlendiren en temel davranış EQ sayesinde (duygusal) gerçekleşiyor. Hal böyle iken, pazarlama toplumu içindeki durum da radikal ve akılcı bir yöntemle duygusal ve özgürlükçü bir yöntem arasında sıkışıp kalıyor.
Tüketiciyi alıma yönlendirecek etken nedir?
Markaların tüketiciyle yarattığı duygusal bağ, yani marka algısı ve stratejisi olarak tanımlayabiliriz bunu.
İşte asıl ve temel olan pazarlamada feminist yaklaşım bundan ibarettir. Çünkü pazarlamadaki feminizm yalnızca kadınlara özgürlükten ziyade, duygusal bağ yaratma kısmındaki farklılıktan bahsediyor. Yani kadınları savunan ya da yalnızca kadınlar adına çıkarılan ürünlerden bahsetmiyorum. Pazarlama karması içinde var olan bir eşitlik stratejisinin yaratılabilme konusundaki başarı ya da başarısızlıktan bahsediyorum.
Ve maalesef ki tüketim toplumlarında, her trendde olduğu gibi bunda da görmezden gelen, feminizm dalgasını yok sayan markalar pazar kaybetme konusunda hızla ilerleyecektir. Çünkü popüler trendlerde, var olan algının ısrarla reddi marka algısının kitlesel bazlı görmezden gelinmesine yol açacaktır.
Feminist pazarlama, ya da pazarlama stratejinin yürütülmesindeki eşitlikçi yaklaşım aslında marka yönetiminin en temel kavramını oluşturdu hep. Zaten tersinin düşünülmesi çok da mümkün olamazdı. Ama bunun feminizmle eşleştirilmesi belki biraz karşıt görüşten antipati düşüncesini arttırabildi. Fakat bilinmelidir ki, iyi bir marka duygusal verinin (EQ) mantıksal veriyle (IQ) birleştirilme konusundaki başarıyı tam olarak sağlayamadığı sürece, hedeflerini aktarma konusunda sıkıntı çekmeye devam edecektir.